Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde her gün onlarca milletvekili çok değişik konularda önergeler verip, topluma yararlı olmanın gayretine girerler. Bazıları çok gerçekçi, bazıları da halka yaranan popülist bu önergeler sadece okunmakla kalır, görüşülmeden ait olduğu yere giderek ömrünü bitirir.
İktidar partisi AK Parti ve ortağı MHP herhangi bir değişiklik yapacağı zaman oyları yettiği için muhalefete rağmen istediği değişikliği yapar. Bunun dışında TBMM’de gurubu olan CHP, İYİ Parti, Yeni Yol ve DEM Parti’nin yanı sıra, grup kuramayan diğer partilerin vekillerinin verdiği birçok önerge de hiç sonuç getirmiyor.
Fakat, bazı milletvekillerinin görüş ve önerileri kabul görmezse de ilginç fikir ve sorularıyla doğrusu dikkat çekiyor.
Buna en iyi örnek İYİ Parti Muğla Milletvekili Prof. Dr. Metin Ergun’un Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne (KKTC) yapılan uçak seferlerinde bilet fiyatlarının yüksek olduğunu anlatan soru önergesiydi. İYİ Parti’li Metin Ergun, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu’nun yanıtlaması istemiyle verdiği soru önergesinde, THY başta olmak üzere KKTC’ye sefer düzenleyen havayolu firmalarının bilet fiyatlarının vatandaşlar tarafından ciddi şekilde eleştirildiğini vurguladı.
Ergun, KKTC’nin Türkiye açısından stratejik, kültürel ve ekonomik önemine dikkat çekerek, yaz aylarında ve bayram dönemlerinde artan talebe rağmen uçak biletlerindeki yüksek fiyatların turizme ve vatandaşların bütçesine zarar verdiğini ifade etti. Yüksek ulaşım maliyetlerinin, Türk turistlerin KKTC yerine Yunanistan gibi destinasyonlara gittiğini kaydeden Ergun, bunun da KKTC ekonomisini çok olumsuz etkilediğini dile getirdi.
TBMM’de bu tür girişimler yapılırken KKTC Meclisi’nde de daha radikal bazı ilginç öneriler gündeme getiriliyor.
İki devletli veya Türkiye’ye bağlanma yani ilhak gibi konuların sıklıkla dile getirildiği bu sırada KKTC Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Erhan Arıklı, bir yandan (Fehmi) Ercan Havalimanı’nın uluslararası nitelikli olması için girişimler olduğunu söylerken, bir yandan da Ercan Havalimanı’nın Türkiye’nin bir havalimanıymış gibi lanse edilebileceğini bu sayede iç hat uçak biletlerinin ucuzlayacağını öne sürüyor. Arıklı, “En kötü ihtimal, tıpkı ‘Mersin 10 Turkey’ posta koduyla nasıl uluslararası posta ve iletişimi sağlanıyorsa Ercan Havalimanı Antalya B ya da Ercan Havalimanı Çukurova B ikinci havalimanı olarak Türkiye’nin bir havalimanıymış gibi lanse edip Devlet Hava Meydanları’nın kontrolünde ve garantisinde (Fehmi) Ercan Havalimanı’nı uluslararası uçuşlara açabileceğimizi düşünüyoruz” diyor.
Erhan Arıklı, böyle bir şeyin yapılması durumunda uçak biletinde Türkiye’de olduğu gibi alt fiyat-üst fiyat (tavan fiyat) uygulaması yapılabileceğini bu nedenle de bilet fiyatların aşağıya düşeceğini sözlerine ekliyor. Arıklı, Ercan’ın iç hat kapsamına girmesi durumunda uçak şirketlerinin artık kendi kafalarına göre bilet fiyatlarını belirleyemeyeceğinin de altını çiziyor.
Bakan Arıklı’nın bu fikri ne kadar doğru tartışılır. Kıbrıs’ta hedefimiz olan iki ayrı devlet görüşüne ters düşen bu fikir kabul edilemezdir.
Kaldı ki, uluslararası havacılık kurum ve kuruluşları böyle bir uygulamaya nasıl bakacak, izin verecekler mi? Bu çok muallak bir konu olarak ortadadır. Çünkü, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi Kuzey Kıbrıs topraklarının yabancı bir ülke (Türkiye) tarafından işgal edildiğini karar altına almıştır.
İşte bu nedenle yapılacak bu uçuşlar iç hat uçuşu statüsünde görülebilir mi bunu söylemek doğrusu biraz zor.
Bu arada, Ercan Havalimanı’nda yeterli eleman olmadığı için hava sahasının denetim ve idaresi bazı saatlerde Ankara’ya devrediliyor.
Övünülecek havalimanı yapıp bir müteahhidi zengin edebilirsiniz. İyi de çalışacak eleman bulunamazsa bu meydan neye ve kime yarar ki.
Mutlu yarınlar Yavru Vatan.
—————————————————-
TAV’dan ayrılması sürpriz olmuştu CFO Geriş’in yeni görevi Abu Dabi’de
Geçen aylarda 50 başarılı finans yöneticisi kadın arasında yer alan eski TAV Havalimanları Holding’in CFO’su (Finans Departmanı Üst Yöneticisi) Burcu Geriş’in başarılarını anlatarak şirketin gelecekteki belki de CEO’su olabileceğini dile getirmiştim. Aradan çok kısa bir süre geçmişti ki, Burcu Hanım’ın çok iyi yerlere gelebileceğini beklediğim TAV gibi çok da önemli bir şirketten ayrıldığını sosyal medyadaki hesabından öğrendim ve de şaşırdım.
Şöyle diyordu o ayrılık mesajında;
“Normalde uzun anlatmayı sevmem, ama bu sefer biraz uzun anlatıcam. Dile kolay 20 yıl, iki cümlede özetlenemiyor. Haziran 2005, Garanti’den ayrıldım. Yeni bir iş bulmadan, başka planlarım olmadan. O an içimden öyle geldi, benim için hayırlısı beni bulur dedim. İki ay sonra, Ağustos 2005’te TAV’da, o zamanlar adını ve ofisinin yerini bile bilmediğim şirkette Proje Finansmanı Müdür Yardımcısı olarak işe başladım. O an içimden öyle geldi, en kötü “beğenmezsem ayrılırım” dedim. O zamanki TAV, şimdiki büyük kurumsal TAV değildi. Sani Şener’in liderliğinde daha küçük start-up ruhlu aile gibi bir ekipti. Sadece Atatürk ve Esenboğa Havalimanları’nı işletiyordu, kurumsal bir yapısı yoktu, halka açık değildi, organizasyonel yapısı, raporlama sistemleri oturmamıştı. Hep beraber işe giriştik, şirketi halka arza hazırladık, organizasyonel yapılandırmayı tamamladık, halka arz öncesi dört fona hisse satışları yaptık. Şubat 2007’de başarılı halka arzını tamamladık. 2012’de ADP’ye (Fransız Aéroports de Paris) ilk parti hisse satışlarını, 2017’de ful kontrole giden ikinci parti hisse satışlarını gerçekleştirdik. 2020 pandemi oldu, maliyetleri 360 milyon Euro kıstık, pandemi sırasında herkes “Deli misiniz, bu dönemde havacılığa yatırım mı yapılır” derken Almati, Antalya ve Ankara Havalimanları’nı aldık ve kriz döneminde başarıyla finanse ettik. Aralık 2023’te ilk kurumsal kredi derecelendirme notumuzu aldık ve ilk Eurobond ihracımızı yaptık. 20 yılda iki havalimanından 8 ülkede 15 havalimanına ulaştık, ihaleler kazandık/kaybettik, satın almalar ve satışlar yaptık, en son Antalya Havalimanı’nın 2.5 milyar Euro’luk finansmanı dahil toplam büyüklüğü 10 milyar Euro’yu bulan onlarca finansman işlemini tamamladık. Ve 20 yıl sonra yine bir Haziran ayında, 30 Haziran 2025 itibariyle, TAV’a vereceklerimi ve TAV’dan alacaklarımı layıkıyla tamamlamanın gönül rahatlığı ve gururuyla, TAV’dan ayrılmaya karar verdim. Bu başarı hikayesinin her anında olmaktan büyük mutluluk, gurur ve onur duydum. Tüm yöneticilerime, ekibime, iş ortaklarımıza, bankalarımıza, danışmanlarımıza, bu başarı hikayesini beraber inşa etmekte yanımda olan ve bana güvenen, inanan herkese çok teşekkür ederim.
Şimdi sırada ne var diye herkes merak ediyor:) Hayır direkt başka bir yere geçmiyorum. 20 yıl önce Garanti’den o an doğru hissedip bir sonraki adımı planlamadan ayrıldığım gibi, şimdi de belirli bir planım yok. 30 yıllık birikimimi yeni büyüme hikayelerinde kullanacağım yeni hikayem beni bekliyor. Amacım hep aynı: bildiğimi paylaşmak, yaymak, etki ve değer yaratmak, büyüme sağlamak. Aklımda hep yapmak istediğim ama fırsat bulamadığım bir sürü deli fikir: danışmanlık, bağımsız yönetim kurulu üyelikleri, NGO (Hükümet dışı sivil organizasyon) üyelikleri, üniversite hocalığı, eğitim vermek, ilham veren konuşmalar yapmak, belki zamanı geldiğinde kitap yazmak ve daha neler neler. Yıllar içinde o kadar güzel dostluklar, arkadaşlıklar biriktirmişim ki yolculuğumun devamında da yanımda olacağınızdan eminim, görüşmek üzere.”
Burcu Hanım ne bir kenara çekilecek yaşta ne de sahil kasabasına yerleşecek yapıda biri hiç değildi.
Abu Dabi merkezli, Londra, Delhi ve İstanbul’da ofisleri olan, enerji dönüşümü, altyapı projelerine odaklı küresel, ödüllü finansal danışmanlık şirketi olan Cranmore Partners Kurucu Ortağı Yusuf Macun, Burcu Geriş’in onlara katıldığını şöyle duyuruyordu;
“Burcu Geriş’in Cranmore Partners Danışma Kurulu’na davet etmekten mutluluk duyuyorum. Katılımı havacılık sektöründeki faaliyetlerimizde bir basamak değişikliği sağlayacak, aynı zamanda firmanın yönetiminde de bana destek olacak.” Tebrikler ve de başarılar.
