featured

İYİ GÜNDE, KÖTÜ GÜNDE…

Nikâh törenlerinin vazgeçilmez cümlesidir: İyi günde, kötü günde, hastalıkta, sağlıkta… Mutluluğu ve kederi paylaşmayı, dayanışmayı, zorluklara birlikte göğüs germeyi ifade eder. Teoride güzeldir de pratikte pek uygulama olanağı yoktur. İşler bozulunca, ekonomik sıkıntı baş gösterince evlilik birliği çatırdamaya başlar, kötü günde birbirlerini bırakmamaya şahitler ve konuklar huzurunda söz veren eşlerden biri mutlaka “kapıya bakmaya ” başlar. Sonunda yollar ayrılır, verilen sözler de havada kalır. Ya da eşlerden biri amansız bir hastalığa yakalanır veya kaza geçirir, sakat kalır. Diğeri “bir daha mı geleceğim dünyaya” diyerek evi ve zor durumdaki eşi terk eder. Veya verdiği söze uygun şekilde eşine “gözü gibi bakacağına” onun gözünün içine bakar, ölse de kurtulsam diye dua eder…
Yani yaşamın gerçekleri verilen sözleri boşa çıkartır. Sadece bu mu? İyi günde de ayrılık olur. Milli Piyangodan, lotodan, totodan çıkan deli para veya adını bilmediği akrabadan kalan miras adamı şaşırtır. Parayı bulan önce karısını değiştirir. Başka ülkeleri bilmem ama ülkemizde evlilik sözü “İyi günde, iyi günde..” diye uygulanır.
Sadece evlilikte değil iş hayatında da böyledir. İşler iyi giderken balayı yaşayan işçi ve işveren, en küçük bir türbülansta sallanırlar. İşveren, işçisini suçlar ve kapıya koymanın yollarını aramaya başlar. Cicim ayları bitmiş, evlilik birliği derinden sarsılmaya başlamıştır. Ekonomik yönden daha güçlü olan işveren, eşine kapıyı gösterir. İşte son haftalarda sivil havacılık sektöründe yaşanan tam da budur. Ekonomik sıkıntı baş göstermiş, güçlü olan işveren işçilerini evden atmaya başlamıştır. Avrupa’nın “bilmem kaçıncı havayolu”, “en iyi bilmem ne ödülü” artık geride kalmıştır. İyi günleri çabuk unutan işveren; başarıyı, büyümeyi birlikte gerçekleştirdiği işçisini tam da kış başlarken kapıya koymak için düğmeye basmıştır. Evden pardon işten atılan işçinin evlilik birliğinin devamını sağlamak için başvurduğu mahkeme işçiyi haklı bulsa da, zalim ve güçlü eş tazminatını ödeyerek eşini-işçisini eve sokmaz. Eşitliksiz, adaletsiz bir ilişkidir, böyle gelmiş böyle gider...
Şirket başarılı olduğu zaman “biz yaptık” diye şişinen Yönetici tayfası, işler kötü gidince, krize girince, zarar katmerlenince suçlu aramaya başlar ve hemen de bulur. Bu işçiler yok mu bu işçiler, hep bunların yüzünden…
Anlaşılan bu filmi bu sonbahar ve kış tekrar ancak daha ağır bir tablo halinde seyredeceğiz. Sadece kabin memurları değil, kokpit personelini, tekniği de etkileyecek bu kriz… Bunları yazınca “felaket tellallığı yapma, adamların aklına böyle şeyleri getirme “ diye suçlayan arkadaşlara da bir çift sözüm var. Bizim “işler iyi” dememizle iyi olacaksa sabah akşam “iyi” diyelim olsun bitsin. Ancak, hayatın bize hazırladıklarını, üstelik bağıra bağıra gelen işsizlik felaketini değiştiremeyeceğimizi de kabul edelim.
Peki, ne yapmalı? Öncelikle, bireysel olarak buna karşı duramayız. Çare birleşmek, örgütlenmek, örgütleri, sendikaları, TALPA’yı, TASSA’yı, UTED’i harekete geçirmek… Onları risk almaya, aktif olmaya zorlamak… Yoksa karşıdaki aydınlığın, tünelin ucundaki ışık değil, 150 km hızla gelen trenin farı olduğunu anladığımızda iş işten geçmiş olacak… Ve hem çalışanlara, hem havacılığımıza yazık olacak… Sektörün en büyük oyuncusu olan THY başta olmak üzere tüm şirketlere tavsiyemiz, önce yabancı eşlerinizi yani ne idüğü belirsiz havayollarında uçup vergi cenneti Türkiye’ye kapağı atmış yabancı pilotları kapıya koyun. Böylece belki imajınızı da düzeltirsiniz. Hele gariban kabinle hiç uğraşmayın. Kabinle uğraşana kadar tasarruf edeceğiniz o kadar çok yer var ki…
DANİYAL…
Değerli okurlar, yaklaşık 10 senedir THY’de pilotların “anasından emdiğini burnundan getirdiği” yüksek sesle dillendirilen meşhur Daniyal bey de gitti. Onur Havayollarında Ekip Planlamada çalışırken THY’ye transfer edilen Daniyal Aratekin sessiz, yere bakan yürek yakan bir yönetici olarak tarif edilirdi. THY üst yönetimi onu o kadar sevdi ki, 2005 yılında Müdürlüğe indirilen Ekip Planlama ünitesi tekrar Başkanlık haline getirildi. Sessiz ve derinden çalıştı. Hele bir de Uçuş işletme Genel Müdür yardımcılığı bünyesinden alınıp İnsan Kaynaklarına bağlanınca Daniyal Bey iyice kendinden geçti. Nerdeyse imparatorluğunu ilan edecekti. Pilotlarla haşır neşir olduğundan pilotluğa da merak saldı. Gönlü gani THY’nin beleş pilotaj kursu verdiği torpilli yöneticiler arasına girerek lisansı (PPL ) kapıverdi. Neyse artık kolunda altın bilezik de var Daniyal beyin… Emekliliğinde iş bulamazsa en kötüsü pilotluk(!) yapar. Ama pilotluğu da Planlama Başkanlığı gibi yaparsa sonuç felaket olur.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

16 Yorum

  1. 7 sene önce

    TALPA yöneticileri otopark kahyalığını bırakın da pilotlara sahip çıkın. Ben THY yönetiminin yerinde olsam önce TALPA yönetim kurulundakileri işten atarım

    Cevapla
    • Çok güzel bir teklif.Diğer üyeleri için bir şey yapmıyorlar, belki çaba gösterip kendilerini kurtarabilirler.

      Cevapla
  2. 7 sene önce

    Gördün mü DANİEL, THY sana da kalmadı. Çok ah aldın..Resmen insanlara acı çektirmektan zevk aldın. Sonunda şut. Kapı dışarı…Bu işte emeği geçenleri kutluyorum

    Cevapla
    • 7 sene önce

      giden gitti kalan sağlar bizim dir Uçuş işletmeye bağlanırlar mı acaba Öyle olursa orayı babalarının çifliği gibi kullanamazlar en azından

      Cevapla
  3. 7 sene önce

    Ağbi asıl hava-iş denen sendika ne olacak karısı bilmem nerede müfettiş olanlar varya hani bakalım hep birlikte yaşayıp göreceğiz ama bizde ne örgütlenme kaldı nede hak arama birlik olma herkes herkesin peşinden kuyu kazıyor,daha geçen hafta yeni başlayan 2 çocuk bana dediki 8+1 uçuyoruz Erlarda eski örnekleri verdiğimde daha rahattı hepimizin bizler o zaman memurduk derken,hem sözümü kesiyor hemde utanmadan diyorki beğenmiyorsanız emekliliğinize zaten az kalmış diyor halbuki ben o ve onun yaşitları için diyorum ama işte yeni gelen nesilde çok iş bitiyor ama benim pek inancim yok.

    Cevapla
    • 7 sene önce

      Haklısın arkadaşım, sendika SARI, dernekler TURUNCU. Çalışan ne yapsın?

      Cevapla
  4. 7 sene önce

    cok gereksiz bir yazi yazmissiniz, okumaya degmez. bosuna zaman kaybi.

    Cevapla
    • 7 sene önce

      Niye okudun o zaman Bilader ? Adam oturmuş güncel bir sorunu irdelemiş senin atılmak gibi bir derdin yok herhalde veya zaten daha önce atılmışsın. Emeğe Saygın yok anlaşılan. Nasıl bir yazı istiyorsan istek yap, ona göre yazsın Sayın yazarlar

      Cevapla
      • 7 sene önce

        Ben okudum gereksiz buldum, seninle ayni dusuncede olmak zorunda degilim. Birakin insanlari tek tiplestirme cabalarini. Herkes istedigi gibi dusunsun, yasasin, yorumlasin.

        Cevapla
        • Nesi gereksiz ertan? TK’nın kabindeki tasfiyesini duyuran tek site Sefa beyin sitesi oldu. Sefa bey de Rauf bey de bu olayı sürekli gündemde tuttu ve bu yazıyla da tutmaya devam ediyorlar. Sendika bile bu yazılardan sonra açıklama yapmak zorunda kaldı.Ben bir KM olarak onlara teşekkür ediyorum. Çok GEREKLİ bir yazı..Sen de çok GEREKSİZSİN ertan. Tüm kabinden sizlere Teşekkürler airlinehaber.Varolun

          Cevapla
        • Sen Daniyel’in adamı mısın ? Bana öyle geldi!

          Cevapla
    • 7 sene önce

      Senin yorum yapman daha gereksiz ve airporthaber kokuyor

      Cevapla
    • 7 sene önce

      Senin seviyene, kalitene uygun, *gerekli* yazılar yazan bir site var. Seni oraya alalım ERTANCIĞIM. Burada ortamı kirletme

      Cevapla
  5. 7 sene önce

    ”Gönlü gani THY’nin beleş pilotaj kursu verdiği torpilli yöneticiler arasına girerek lisansı (PPL ) kapıverdi’ cumlesini biraz acabilir misiniz. Hangi yoneticiler bundan yararlandi ve THY nin boyle birsey yapmaya hakki varmi?

    Cevapla
    • 7 sene önce

      10’dan fazla yönetici, içlerinde başkanlar, müdürler var.THY Uçuş akademisinde PPL eğitimi aldılar beleşşşş….Parayla almak istersen en az 15.000 avroyu gözden çıkaracaksın.

      Cevapla