featured

İTİNAYLA İLK YARDIM YAPILIR

 
Hiç yaşamak istemediğim bir durum olsa da, abartmış olmayayım ama bir acil doktoru kadar uçakta rahatsızlanan yolcuyla karşılaştım. Soluduğumdan çok oksijen verdim. Tamam, burası biraz fantastik oldu, farkındayım. Uçuşta rahatsızlanan biri olduğunda, hemen doktor anonsu yapılır. Şanslıysak bir doktor çıkar, bazen de hemşireler koşar yardımımıza. Şansın ötesi yaşandığı bile olur. Kalp rahatsızlığı olan biri için kardiyolog çıkmıştı uçakta, arasanız bulunmaz. Ama doktor yoksa o zaman biz gireriz devreye. Bunca yıl en çok karşılaştığım durum, yaz zamanı güneş çarpması geçiren yaşlılar, bir gece önceden çok kaçırıp, uçakta vücudu iflas edip, alttan üstten çıkaranlar olmuştur. Uçuş korkusuyla fenalaşanlar da listemin üst sıralarındadır. Bu konuya özellikle hassas davranırım. Utandığından, kendine yediremediğinden uçuş korkusu olduğunu söyleyemeyen ama uçak kapısına geldiğinde krize giren çok kişi gördüm. Koca koca adamlar ağlıyor, fenalaşıyordu. En iyisi riske girmemek ki korkmak, gayet normal bir durum. Anlayışlı olmak gerekir.
Eğer uçağa girişte biri bana çok korktuğunu söylüyorsa, birkaç telkin edici cümle söylüyorum, uçmaya teşvik etmeye çalışıyorum elbet ama durumunun düzelmeyeceğini hissettiğimde, hiç ısrar etmiyorum. İnmesini umduğum bile oluyor. Genelde yakınları çok yalvarıp ısrar eder ama ben araya girip, ”Kendinizi iyi hissetmiyorsanız, zorlamayın bence” demeyi tercih ediyorum. Öyle zamanlar olur, doktorların bile eli kolu bağlanabilir. Vicdanının rahatsız olmasındansa, otobüsün rahatsız olsun. Fena laf olmadı sanki…
Yabancı yolcular sağlık görevlisi değilse, yardım etmeye yanaşmaz. Yerlerinden kımıldamadan durumu izlemeyi tercih ederler, bu durum beni her zaman şaşırtmıştır. Bir uçuş esnasında ön taraftaydım, arka tarafa geçecektim. Perdeyi açtığım an uzun boylu, genç bir yolcu ‘’Bana bir şeyler oluyor galiba’’ diyerek, kendini benim pazulu ama narin hostes kollarıma bırakmış ve tüm ağırlığıyla beni yere düşmeye zorlamıştı. Daha doğrusu önce o, sonra ben onun üzerine düşmüştüm.
Kimse yerinden bile kımıldamamıştı…
Bizim insanımız sağ olsun yardım etmeye gönüllüdür ama çoğu zaman yardım edeceğim derken sizi fırçalayarak işinizi yapmanızı engeller. Yıllar önceydi, bir yolcu rahatsızlandı,doktor vardı şansımıza. O esnada başka bir yolcu merakla bizim müdahalemizi izliyordu, arada ayağa kalkıp, başımıza geliyor, bir şeyler söylüyordu. Yolcu yakını da değildi ama merak ediyor hatta müdahaleye katılmak istiyordu. Yerine geçmesini söylüyorduk, geri gidiyordu ama yardım edeceğim diye yine ayağa kalkıyor, yerinde duramıyordu. O esnada doktor, birkaç tıbbi malzemeye ihtiyacı olduğunu söyledi ama istediği uçakta yoktu. Doktora ‘’O dediğiniz, uçakta yok…’’ dememle, yerinden fırladı ‘’Adam ölecek, bir kolonyanız da mı yok?’’ diyerek bağırmaya başladı. Doktorla bir an birbirimize baktık, durumu abartınca hastayı bırakıp, adamı sakinleştirmeye çalıştık.
Bu sahneler sıkça yaşanır ve meşhur kolonya, her derde deva sirke gibi sıkça sorulur…
Başka bir uçuşta, rahatsızlanan yaşlıca bir kadın yolcunun hikayesi, en ilginç deneyimlerimden biridir. Yolcu hem altına kaçırıyor hem de kusuyordu. İlk nereye müdahale edeceğimi şaşırmıştım. Yanında oturan biri vardı. Pek bir ilgiyle izliyordu. Tamam, yabancılar müdahale etmez ama bu adam da tam bir kaygısızdı. Hiç tepki vermeden kadına bakıyor, elindeki birasından yudumluyordu. Şerefine dercesine, keyifle.
”Siz eşi misiniz? ” diye sordum sertçe. ‘’Evet” demez mi? Sen nasıl bir kocasın böyle? Adamı yerinden nazla kaldırdım, rahat bir yer açtım kadına. İlgilendik durumuyla. Kısa süre sonra kendine geldiğinde, yaşadıklarından ve etrafında bıraktığı görüntüden mahcup biri vardı karşımızda. İyi hissetmesi için elimizden geleni yapıyorduk. Kocası başımıza dikildi ”Kızlar, bir bira daha istiyorum” dedi. Kadın kurtuldu diye üzüntüden içecekti sanırım.”Siz yeterince içtiniz, başka bira veremeyiz ” dedim. Zaten sinirlenmiştim tavrına. İçeceğine karınla ilgilen dedim ama içimden. Kadın rahatça uzansın, dinlensin diye kocasını başka bir yere oturttuk, pek hoşuna gitmese de itiraz etmedi.
Böylesine de hiç denk gelmemiştim… O da bana…

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

1 Yorum

  1. 4 sene önce

    Dalmalik adamlar… adam derken…

    Cevapla