Atina, Ankara’nın Avrupa savunma projelerine entegrasyonunu sınırlamak için diplomatik seferberlik başlattı
Yunanistan, Avrupa Birliği’nin savunma sanayi projelerinde Türkiye’nin etkisini azaltmak için harekete geçti. Atina yönetimi, Türkiye’nin güçlü savunma altyapısı ve AB ile artan savunma iş birlikleri karşısında endişeye kapıldı. Türkiye’nin SAFE (Avrupa Güvenlik Eylemi) düzenlemesi kapsamındaki projelere dahil olmasını önlemek amacıyla diplomatik girişim başlatıldı.
Yunanistan Dışişleri Bakanlığı, AB üyesi ülkelerde görev yapan büyükelçiliklerine gönderdiği talimatla, yerel yetkililer nezdinde girişimlerde bulunarak “Türkiye’nin dışlanması” yönünde baskı yapılmasını istedi. Amaç, Ankara’nın AB savunma projelerine tam entegrasyonunu engellemek.
SAFE Düzenlemesi Kapsamında Türkiye’ye Açılan Kapı Atina’yı Rahatsız Etti
AB Komisyonu’nun hayata geçirdiği SAFE düzenlemesi, AB dışı ülkelerin belirli savunma projelerine katılımına imkan tanıyor. Bu açılım özellikle gelişmiş savunma sanayisine sahip ülkeler için kapıları aralarken, Türkiye’nin askeri ve teknolojik kapasitesi Brüksel’de dikkat çekiyor. Ancak Atina, bu iş birliklerinin kendileri için stratejik risk taşıdığı görüşünde.
Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis, Almanya Başbakanı Friedrich Merz ile Berlin’de yaptığı görüşmede, isim vermeden “AB savunma girişimlerinin üçüncü taraflardan bağımsız olması gerektiğini” savundu. Fransa’nın da desteğini alan Atina, SAFE kapsamındaki ortak ülke katılım oranının %35’ten %15’e düşürülmesini talep etti.
HÜRJET Anlaşması AB ile Askeri İş Birliğini Derinleştiriyor
Türkiye’nin savunma alanındaki iş birlikleri son dönemde hız kazanırken, TUSAŞ’ın 14 Mayıs’ta Airbus ve İspanya Savunma Bakanlığı ile imzaladığı HÜRJET mutabakatı da Yunanistan’ın tepkisini tetikleyen gelişmelerden biri oldu. Anlaşma kapsamında HÜRJET’in İspanya’da ortak altyapıyla üretilmesi ve NATO ülkelerine satılması hedefleniyor.
Kathimerini: “Ankara’nın Etkisi Artıyor, Zaman Daralıyor”
Yunan Kathimerini gazetesi, Türkiye’nin Avrupa savunma sektöründeki yükselişinin “Atina için tehdit” oluşturduğunu yazdı. Haberde, Baykar’ın İtalyan Piaggio Aerospace’i satın alması, TUSAŞ’ın Airbus ile iş birliği, ve Türk İHA’larının AB pazarında etkin rol oynaması gibi gelişmelere atıf yapıldı.
Gazete, Türkiye’nin 800 milyar avroluk AB savunma pazarında güçlü bir oyuncuya dönüşmeye başladığını, Türk İHA’larının elektronik harp ortamında bile yüksek performans sergileyerek Avrupa ordularının dikkatini çektiğini belirtti. Üretimin %90’ının ihracata yönelik olması ise Türkiye’nin uluslararası rekabet gücünün altı çizilen bir diğer başlık oldu.
Rutte: “Türk Firmaları Küresel Tedarik Zincirinde Vazgeçilmez”
NATO Genel Sekreteri Mark Rutte’nin, Türk savunma sanayiinin küresel üretim zincirindeki yerine ilişkin açıklamaları da Atina’nın kaygılarını doğrular nitelikte. Rutte, ABD’deki mühimmat fabrikalarının bile Türk firmalarıyla iş birliği yapmadan sürdürülemez olduğunu vurgularken, Türkiye’nin zırhlı araç üretim kapasitesinin Fransa’nın yaklaşık 30 katı olduğuna dikkat çekti.
Değerlendirme: Türkiye AB Savunmasında Neden Kritik Bir Ortak?
Türkiye’nin gelişmiş savunma sistemleri, yüksek üretim kapasitesi, insansız sistemler konusundaki teknolojik liderliği ve NATO üyeliği, onu AB projeleri için teknik ve stratejik açıdan vazgeçilmez bir partner haline getiriyor. Bayraktar TB3, AKINCI, ANKA-3 gibi platformların sahada gösterdiği başarı, AB ülkelerinin Türk savunma sanayiiyle daha yakın iş birliği arayışına girmesine neden oluyor.
Türkiye İçin Stratejik Fırsat, Yunanistan İçin Zor Dönem
Yunanistan’ın engelleme girişimleri, Türkiye’nin Avrupa savunma sanayiinde artan etkisini durdurmak için zamanla yarıştığını ortaya koyuyor. Ancak AB içinde Türkiye’nin teknik yetkinliğini görmezden gelmenin giderek zorlaştığı da bir gerçek.
Polonya’nın 27 Mayıs’ta yapılacak AB Genel İşler Konseyi toplantısında Türkiye’nin savunma projelerine dahil edilmesini gündeme getirmesi beklenirken, bu gelişme Türkiye’nin Avrupa’daki konumunu daha da sağlamlaştırabilir.