featured

THY NASIL KAR ETSİN BE KARDEŞİM…

Tarih : 05 Eylül 2011 Saat :00:21:50
Geçen hafta; merkezi Cenevre’de bulunan ve ATRA ismi ile anılan Air Transport RatingAgency derecelendirme kuruluşu, 100 önemli havayolu şirketini inceliyor ve bunlardan 44 şirkette etraflı bilgilenme buluyor, ayrıca emniyet sıralamasına tabi tutuyor. Bu sıralamada, şirketlerin 2009 verileri baz alınarak irdelendiği bildiriliyor. 

Risk manegement analizinde THY;ne yazık ki, ilk 10’da yer alamıyor. Kısaca, sıralamadaki yeri 11.’nci de olabilir, 44.’ncüde… Bu bilgi henüz açıklanmamış…
ATRA;“multicriteria risk assesment” değerlendirme yöntemini kullanarak, olası risk değerlendirmesi yapıyor. Bu sistem; sadece havacılıkta değil, birçok yerde başarı ile kullanılan bir yöntem olarak gösteriliyor. Değerlendirme analizi yapılırken; havayolu şirketinin finansal sonuçlarına-yolcu sayısına-toplam çalışan personeline-kabin ekibi sayısına-filosundaki uçak sayısına-filo yaş ortalamasına-risk altındaki uçak sayısına-filonun uçtuğu kilometre verilerine-bakım yeteneğine-son 10 yıl içindeki kaza sayısına-uçuş akademisi ve simülatörlerine vb… kadar birçok veriler değerlendirme aşamasında irdeleniyor.
Aslına bakacak olursanız, THY’ninSkytrax değerlendirmesinde;“Avrupa’nın en iyi havayolu şirketi“denilerek comfortclass ve premium koltuk başarısını ve Güney Avrupa birinciliğini yere göğe sığdıramayanlar, her nedense bu ATRA verilerini önemsemedi.
Skytrax dünya verilerine baktığımızda; Katar-Sıngapur-Asiana-Cathay Pacific-Thai-Etihad-Air New Zealand-Quantas’ın ardından THY ve Emirates geliyor. THY’nin dünya 9.culuğu şüphesiz yolcu konforu ve ikrama verilen önem açısından önemli. Ancak, bir havayolu şirketinin öncelikle emniyetli olması ile anıldığını unutmamak gerekir.
 
Kuşkusuz; bir havayolunda İkramı veya konforlu yolculuğu çok kısa zamanda yeni uçaklar eşliğinde ve yeni ikram anlayışıyla yaparsınız, ama, iş emniyete ve güvenirliliğe geldiğinde, bu gerçekten çok zor. Uluslararası kurallara uyum, alt yapıya verilen önem-her branşta deneyimli personel çalıştırmak, kurumsallaşmış yapı vb..ile ancak olanaklı olabilmektedir.
Şimdi ATRA’nın dünya havayollarının 2009 verilerini irdeleyen emniyet kriterli verilerine bir bakalım.(Alfabetik sıralama ile)
Dünyanın 10 Güvenli Hava Yolları (Alfabetik Sırayla)
AirFrance-KLM
AMR Corporation( Amerikan Airlines)
British Airways
ContinentalAirlines
Delta Airlines
Japon Havayolları
Lufthansa
SouthwestAirlines
United Airlines
US Airways
Burada gözden kaçırılmaması gereken, Skytrax’daki Dünyanın ilk 10’unda yer almış havayolu firmalarının hiç birinin bu sıralamadaki ilk 10’da yer almaması. İLGİNÇ.
 
THY’nin bu iki araştırma neticelerine baktığımızda, THY’nin emniyet kriterlerinin yeterli olmadığı, ama, konfor ve ikram konularında Dünya çapında 9.’nculuğa yükselebildiği gözükmektedir. Skytrax’daki verileri; “işte THY’nin büyük başarısı” olarak lanse edenler, ATRA verilerinden sonra neden sessiz kalmışlardır? Bu anlaşılmaz.
Neredeyse tüm medyanın ve uçağı havadan başka yerde görmemiş birçok yazarın, Skytrax’ı överek,ortaya sürdükleri başarı öyküleri, şimdi; acaba biz neden bu 2009 emniyet sıralamasında gerilerde kaldık? tarzında yazılar yazarak THY’mizin bu eksikliğini dile getirerek önlem alınmasına katkı sağlaması gerekmez mi?
ATRA verilerinin gerçeği yansıtmadığını iddia edenler, konu Skytrax olduğunda, onun nasıl gerçeği yansıttığını düşünebilir ki? Medyamız ve uzman(!) yazarlar, işine gelince kabul, işine gelmeyince red etmek metodumu uyguluyor?
“Ben, her ikisine de inanmıyorum” derseniz, size hak verebilirim. Ancak,“biri gerçek, diğeri palavra” derseniz, işte o zaman siz kendinizle çelişirsiniz.
Geçenlerde, Somali’ye inişte pisti tam karşılayamama olayında şüphelerim olduğunu yazdığım, pilotun ise;“Karşıma önce köpek, daha sonra köpek sürüsü çıktı!” biçiminde açıkladığı, uçağın sağ kanat slat’ının pist kenarındaki engele çarpması sonucu oluşan olayın DFDR verileri, geçen zaman içinde mutlaka okunmuş olmasına rağmen, oluşan durumla ilgili hiçbir bilgi akışı olmaması normalmidir? Medyamız, günlerce işlediği bu konunun aslını neden öğrenmek istemez?
Bunun yanı sıra; 02-09-2011 günü THY’nin A-340 tipi uçağının, Mumbai Chhatrapati Shivaji Havalimanı’na inişi sırasında pist dışına çıkma olayı, normal bir kayma olayı gibi görülmemektedir. Bu tür ıslak zeminlerde,3 dikmenin birlikte kayarak, pistin dışına çıkması durumu, normal bir kayma olduğunu göstermemektedir. Bu tür kaymalar,genellikle ıslak zeminde pilotun çok sert fren yapmasından kaynaklanır.
Bir diğer olasılık da; Hydroplaning’dir. Pist üzerinde belirli kalınlıkta su birikmesi varsa, iniş sırasında tekerlekler piste temas edemez, su üzerinde kaydırak gibi kayar. Tekerlek piste değmediği için,dönme ve kayma kaçınılmazdır; uçağa kumanda edilemez ve nereye savrulacağı bilinemez. Şiddetli yağış almış ıslak piste inerken (ki, kule pilotu bu konuda mutlaka uyaracaktır), pilot her zaman bir hydroplaning beklemeli ve buna uygun iniş tekniği kullanmalıdır. Uçak kurtarılıp apronda uygun bir yere çekilince, çamurlanmış olan lastikler yıkanıp temizlendiğinde; bir uzman gözü hydroplaning nedeniyle lastikte oluşmuş chevron yaralarından teşhis konacaktır.
Pilotun,iniş öncesi kafasında programladığı çıkışı kaçırmamak için thrust reverser’lere ek olarak sert fren nedeniyle kaydığını düşünüyorum. ”Madem ki pist kaygan, acelen nedir?Pistin sonuna kadar git, son çıkıştan dön be güzel kardeşim!” Bombay gibi, günde yüzlerce uçağın indiği bir meydanda o gün bir tane uçak kayıyor ve bu uçak THY markasını taşıyorsa, burada durup “Biz nerede yanlış yapıyoruz?” demek gerekiyor. Ayrıca medyamızın; “Uçakta hasar yok!” diyerek saçmalayıp, olayı önemsiz gösterip yumuşatma girişimlerini hayretle izliyorum. ,
Benim bildiğim, 3 dikmenin de pist dışına çıktığı durumlarda motor çalışır (büyük olasılıkla reversler de açık ve güç verilmiş durumda) olduğundan MUTLAKA ağır FOD olacaktır.
 
Bu tür FOD’lerde,motorun fan pallerindeki ve core kısmındaki hasarlar yüzünden %100 motor değiştirme yoluna gidilir. Bombay’da (Mumbai) bu iki motor değişmekle kalmayıp ana ve burun dikmelerinde bir hasar olup olmadığı çok detaylı bir şekilde araştırılacak ve dikmelerde bir sorun saptanırsa mutlaka değiştirilme yoluna gidecektir.
Sevgili medyamız!, bu mudur ucuz atlatmak? Sizin için mutlaka ölümlü kazaların olması mı gerekiyor? “Kaza geliyor” demek, vatan hainliğimi yoksa vatanseverlik mi? Hadi bakalım, bir uzman bana;“Yanılıyorsun, bu durumda motorlar elden çıkmaz,iniş takımlarına da bir şey olmaz, abartma!”desin bakalım. İki yedek motorun ve teknik ekibin Bombay’a gönderilip değişmesinin maliyetinin yanı sıra, dikmelerdeki kontrolde olası hasarın bedeli nedir? Ayrıca bu uçağın ground edilip, seferden alıkonması (ticari kayıplar) işçilik vb… giderlerin toplamı kaç liradır? Bu durumda, şirket nasıl kar etsin? Biri bunu açıklasın!
 
THY’nin gittikçe artan zayıflıklarının üstüne gitmeyip, işi sadece olağan bir kaza gibi görmek, kadercilikle eş değerdir. Bu kaza haberi,Airporthaber’de yankı bulduğunda; “Ne var, bunlar her şirketin başına gelebilir..!” diyerek geçiştirmeye çalışmak, THY severlik değil, düpe düz; gizli THY düşmanlığı, yalakalıkdır.
Can kaybı olmayan her kaza sonrası “Çok şükür, ucuz atlattık” diye sevinmek yerine; “NE OLUYOR, BİZ NEREYE GİDİYORUZ?” diye sormak, olayı her yönüyle iyi analiz edip, sonuçlarına göre ivedi önlemler alınması gerekir.
Bu; pist dışına çıkma olayı, THY Basın Müşavirliğince;“Piste köpek veya köpek sürüsü çıktı, bu nedenle köpeği ezmemek için pilot manevra yaptı”gibi, saçma bir şekilde sıradan ve basit bir olay olarak gösterilmeye çalışılsa da, her iki olay da son derece önemli olup, en azından THY’nin güvenirlik imajının tüm dünya ülkelerince yıpranmasına neden olmaktadır.
Trilyonlar değerinde reklamlar ve sponsorluklar ufak bir kazada bile yerle bir olabilir.
 
En önemli konuları, eleştirmekten kaçınan ve ne olursa olsun alkışlamaya odaklı tipler, THY’ye iyilik değil kötülüğün en büyüğünü yapmaktadırlar. İki ikram bileti veya businessclass da yolculuk yapabilmek için her türlü şaklabanlığı yapanlar, THY yönetimince makbul olsalar da,gerçek THY severler mutlaka yapıcı eleştirilerine devam etmelidirler.
Çünkü bu şirket, Ali Babanın çiftliği olmayıp, en azından şimdilik olsa bile(!) %49’u Türk milletinin malıdır.
NOT/ İŞTE UÇAĞIN HALİ http://ibnlive.in.com/news/mumbai-airports-main-runway-still-closed/181308-3.html

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir