Pasaporttan Hızlı Geçmenin 5 Tüyosu!

Pasaporttan Hızlı Geçmenin 5 Tüyosu!

Bazı yolcular havalimanlarında vakit geçirmeyi bazıları ise bir an önce varış noktasına ulaşmayı hayal eder. Ben her daim gittiğim ülkeye hızlı kavuşmak ve görmek için varış noktasında bir an önce pasaporttan çıkma planları yaparım.  Bu durumu özellikle yoğun dönemlerde, bindiğim uçak tıka basa doluysa, bir de vizeli ülkeye gidiyorsam daha fazla yaşarım.

‘Havalimanlarında benden hızlı kimse pasaport ve güvenlikten geçemez’ desem yeridir. Ve bu cümlenin iddialı olduğunu düşünmüyorum.

Peki neler yapıyorum?

İşte 5 tüyo:

1-Uçakta ön koltuk tercih ediyorum

Bu durumda business uçanların konunum içine dahil etmenin bir anlamı yok. Yazı tamamen ekonomi uçanlar için yapılması gerekenlerden ibaret. Ekonomi yolcusu ve vizeli bir ülkeye seyahat etmenin püf noktası ilk olarak koltuk seçiminden geçiyor. Belki daha fazla bilet parası ödemiş oluyorsunuz ama gerçekten değiyor. Business sınıfın hemen bir arka tarafındaki koltuklara oturursanız özellikle uçağınız körüğe yanaştığında uçaktan en önce inen siz olmuş oluyorsunuz ve pasaporta ilk gidenlerin arasında yer alırsınız. Bu da sizin uzun kuyruklarda fazla beklememenizi sağlar. Ama uçağınız açığa yanaştıysa bu iş değişiyor. Onda da ilk otobüse en son binip kapı yakınında durmak avantajlı diyebilirim.

2-Uçak indikten sonra önümdeki yolcuları hızlı yürüyerek solluyorum!

Uçaktan inmeden önce kendimi ağırdan almadan hızlı bir şekilde toparlanıyorum. Pasaport noktasına giderken çantam veya her hangi bir eşyam hızımı kesmesin diye dikkatlice konumlandırıyorum. Uçaktan çıktıktan sonra koşmuyorum ama hızlı adımlarla varış noktasına ulaşmaya çalışıyorum. Özellikle uçağımda benimle aynı pasaporta sahip yolcular varsa bunu daha hızlı yapmaya gayret gösteriyorum. Özellikle Türk vatandaşlarına vizeli olan Shengen ülkelerinde bunu ivedilikle uyguluyorum.

3-Havalimanı tabelalarını takip ediyorum

Hızlı yürüyüşüm esnasında kafamı yere, sağa, sola veya diğer yolculara çevirmiyorum. Sadece yukarıda bulunan yönlendirme tabelalarını dikkatle takip ediyorum. Bu takip benim havalimanı görevlerine soru sormadan pasaport noktasına ulaşmamı kolaylaştırıyor ve yolu kaybetmiyorum. Bir anlık dalgınlık farklı bir yola sapmama neden olmasın diye çaba sarf ediyorum.

4-Hızlı ilerleyen pasaport kuyruğunu gözlüyorum

Pasaport noktasına yaklaştığımda, kaç adet banko olduğuna bakıyorum. İlk olarak bankolarda yer alan kuyruk uzantısında hangisi daha kalabalık diye gözlemliyorum. Daha sonra sıradaki yaş ortalamasına, sıradaki ağır davranan seyahat gruplarına bakıyorum. Daha çok tecrübeli yolcuların olduğu ve elinde fazla evrak olmayanların olduğu sıraya yöneliyorum. O arada bir gözüm pasaport polisinde oluyor. Sorunlu bir yolcuyla uzun süre uğraşılıyorsa ve sert imajlı bir görevli varsa hemen yan taraftaki sıraya geçmeye çalışıyorum.

5-Pasaport polisiyle çok rahat konuşuyorum

Sıra bana geldiğinde ise daha önceden gireceğim ülkeye neredeyse her hafta seyahat etmişim tavrına bürünüyorum. Evraklarımı veriyorum. Pasaport evraklarıma bakarken ona dikkat kesilmiyorum. Telefonuma bakıyorum, çantamı düzeltiyorum, yandaki problem yaşayan yolcuya bakıyorum. Sonra polis bana “Neden geldin? Nerede kalacaksın? Ne zaman geri döneceksin? ” gibi klasik soruları sorduğunda net ve kesin cevabı çok rahat bir şekilde veriyor ve ülkeye ayak basıyorum.

Her ülkede geçerli olamayabiliyor ama çoğu ülkede işe yarıyor.

İyi uçuşlar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir