Değerli Okurlar,
Haftaya hepimizin yüreğini derinden yakan şehit haberleri ile sarsılarak başladık. Önce Gürcistan’da C130 kargo uçağının düşüşü ile 20 askeri personelimizi şehit verdik, ardından Tarım ve Orman Bakanlığı’nın bilgilendirmesi ile planlı bakım faaliyeti için Hırvatistan’da bulunan Orman Genel Müdürlüğüne (OGM) ait yangın söndürme uçağının telsiz irtibatının kesilmesi sonucunda yapılan aramalar neticesinde enkaza Senj yakınlarında ulaşıldığı, maalesef pilotun şehit olduğu öğrenildi.
Askeri kargo uçağın düşmesinde daha çok teknik veya yapısal arıza olasılıkları üzerinde durulurken, yangın söndürme uçağında ise hava koşullarının neden olduğu kanısı ağır bastı. Katıldığım stüdyo canlı yayını ve uzaktan bağlandığım haber kanallarında askeri kargo uçağımız ile ilgili “İki numaralı motorda pervanenin önce koptuğunu gözlemleyerek, pervaneye çok yakın olduğu için bu durumda uçağın burnu da kopabilir ve bu durum uçağın maalesef yerle bir olmasıyla sonuçlanır, yani orada artık kuyruk da olmaz çıkarımında bulundum. Burada mekanik bir problemden, ilaveten korozyon probleminden dolayı böyle bir durumun olması ihtimalinin mümkün olabileceğini belirttim.
İlk günden itibaren dış etki vb. durumları söz konusu etmedim. Çünkü maalesef ki bu tür olaylarda sadece görüntüye bakmaktan ziyade geçmiş kaza örneklerinin de incelenmesi gerektiğini düşündüğüm için incelemeyi yaparken 2017 kazasının da değerlendirilmesi gerektiğini düşündüm. Diğer uzman hoca ve arkadaşlarımızın kanaat ve bakış açıları da benzer çerçevede seyretti. Açıkçası yasımız büyük acımız derin. Kara kutuların detaylı incelenmesi ile inşallah kazaların nedenleri daha açık bir şekilde ortaya konarak gerekli önlemlerin alınmasına da vesile olur.
Sektörümüzün önemi ve yaptığımız işin değeri böylesi acı faturalarla ortaya çıksa da gerek iş sağlığı güvenliği gerekse işlerin prosedürlere uygun biçimde gerçekleştirilmesinin önemi bir kez daha acı biçimde ortaya çıkıyor. Özellikle bakım planlama operasyonlarının kusursuz biçimde yönetilmesi ve işlerin profesyonel çalışma sistemleri ile sürdürülmesinin önemi öne çıkıyor. Hayati riski bu kadar yüksek ve hata bedeli bu kadar ağır bir mesleği icra edenlerinde değeri ister istemez önümüze çıkıyor. Bu denli ekonomik ve sosyal bakımdan maliyeti yüksek bir sektörün çalışanlarını yöneten vizyonları ve nitelikleri de sorgulamamız gerekiyor.
Kesin sonucu açıklanmamış kazalardan bağımsız, günü ve anı kurtarmanın telaşıyla yapılan baskıların yahut aşırı iş yükü ile ortaya çıkan yorgunlukların hiç ummadığımız felaketlere tohum saçtığını unutmamak gerekiyor. Hangarlardaki operasyon trafiği ve bu trafiği yönetenlerin büyük sorumluluk altında olduklarını bilerek hareket etmeleri gerekiyor. Yoksa Allah korusun büyük sivil havacılık şirketlerinin herhangi birinde bile böylesi büyük bir faciayı düşünmek bile istemiyorum. Çektiğimiz acılar, yaşadığımız sıkıntılar bizim daha profesyonel dersler çıkarmamıza ve daha güçlü önlemler almamıza vesile olmalı.
Umarız hangarları yönetenler, bakım faaliyetlerini planlayanlar özellikle bakım personelleri üzerinde iş yönetme hakkını kullananlar bu büyük felaketlerden kendi paylarına düşeni alırlar. Yanlış olma ihtimali olan yönetsel hatalarla alınan kararlar neticesinde çalışanların motivasyonunu düşüren, dikkatini dağıtan, ağır iş yükü ve stres baskısı altında hataya zorlayan anlayışlara sesleniyorum… Bu felaketlerin daha büyüklerini ülkemize yaşatmamak için tüm hususların dikkatle incelenerek alınacak kararların ve gerekirse yönetim anlayışlarının gözden geçirilmesi gerekiyor…
Otoparkta kuyruk bekleyen, yemekhaneden karnı doymadan çıkan, kendisine baskı ve mobbing yapıldığını varsayarak haksızlık duygusuna uğradığını düşünen, işinde ve ücretinde fırsat eşitsizliği olduğu kanısıyla adaletsizlik duygusu hissi barındıran çalışma psikolojisini sanırım izah etmeye gerek yok. İşi tüm kurallarına göre bile uygulasanız böyle bir çalışma atmosferi büyük bir felaket kapısına döner…
Allah bir daha ülkemize ve milletimize bu acıları yaşatmasın, umarız üzerimize düşen derslerin ve almamız gereken tedbirlerin daha çok konuşulduğu günleri birlikte yaşamak dileğiyle…
Hepinize emniyetli ve sağlıklı bir hafta diliyorum…









