Değerli Okurlar,
Günümüzün her alanında ve konuda yaşanan birçok sorunun temelinde ahlaki çöküntü ve hızlı yozlaşmanın yattığını görüyoruz. Birçok alanda sistemin ve düzeni yönetenlerin bu konudaki zaaflarının bedelini maalesef çok ağır biçimde ödüyoruz. Meslek ahlakı ve etiği inanın lafta kalmış, soyu tükenmiş, aksine yaşatmaya çalışanların şaşkınlıkla yadırgandığı bir dönemdeyiz.
İnsanların namusuna, şerefine ve şahsına yönelik birtakım iddialarda bulunurken ya elinizde hukuki dayanakları olan bir iddia bulunur ya da toplumda yoruma ve tartışmaya açık bir yanı olur. Şimdi gökyüzünde güvenle ve konforla uçuş hizmeti veren insanları sırf gündem olmak için karalamak hangi ahlaki ve etik normlarla izah edilebilir. Birileri kişisel hatalar ya da suçlar işleyebilir. Bunu ifşa etmek, bunun üzerinden bir kesimi ağır ifadelerle rencide edecek ve toplum nezdinde rahatsızlık yaratacak ifadelerle şarlatanlık, gazetecilik ya da habercilik mi oluyor?
Günlerdir özelikle kabin ile kokpit mensuplarına yönelik bu ahlaksız ve çirkin söylemlerde bulunanları öncelikle sizlerin vicdanına havale ediyorum. Onların da eşi, kızı ya da kendi aile etrafından birilerinin bu tarz bakış açılarına maruz kalmaları durumunda yaşayacakları huzursuzluğunun empatisine davet ediyorum. Bunu yapanları bende esefle kınıyorum. Umarım yetkili mercilerde gereğini yapar, vicdanları rahatlatır.
Düşenin Arkasından Vurmak Kolay!
Yaptığınız işleri yalan yanlışta olsa her zaman alkışlayan, hoşnutluğunuzu kazanmaya ve güce yakın olmaya çalışanlar sizi uçuruma sürükleyenlerdir. Çünkü en ufak tökezlediğinizde en çok onlar vurmaya başlar. Ardınızda en kötü algıya onlar neden olur. Şimdi bir İsmail DEMİR devri yaşandı. Döneminde THY Teknikte büyümenin, karlı ve başarılı bir sürecin yanı sıra Habom projesi ve sendikalarla yaşanan gerginliklerden dolayı işten çıkarılan, hak kayıplarına uğrayanlarında olduğu bir süreç yaşandı. Şirket büyüdükçe, kadrolar arttıkça, maliyet odaklı yaklaşımla birçok teknisyen küstürüldü ve hatta istifalar yaşandı. Gerek sendikal baskılar gerekse o dönemki bazı uygulamalar birçok kişiyi mağdur etti. Bu dönemde herkes topu birbirine atsa da hepsi günahına da sevabına da ortak.
Rahmetli babam o günlerde kendisine ulaşan her bilgiyi en detaylı biçimde araştırır, muhataplarına istinaden doğru verilerle yazar ve seslerini duyurmaya çalışırdı. Bizde bu geleneği bozmadan devam ettirmeye, sektöre hizmet etmeye devam ettik. Ama o günlerde hızlı yükselişi ve savunma sanayiinin başına geçişi sonucunda THY ile bağları kopmaya hatta dönemindeki kadrolar zamanla kazınmaya başlandı.
Bu güce rağmen etrafındaki birçok kişi yeni güce sığınıp eskisini inkâr etmeye hatta telaffuz bile etmemeye çalıştılar. Sonrasında Kardemir’in başına geçmesiyle alttan alta vurmalar başladı. Önce yolsuzluklar ve tedarik zincirlerinde çıkar ilişkileri iddia edilmeye başlandı, sonra ailesine ait firmalardan başında bulunduğu kurumların hizmetler satın aldığı gündeme getirildi. Yani gücü azaldıkça düşmanı artmaya başladı. Şimdi yine sektörün birçok kuytu köşesinde aynı dedikodular hızla artıyor.
Sıcağı sıcağına yaşanırken çıkıp yiğitçe yazıp çizseniz, sorgulayıp dava açıp birtakım yerlere konuyu iletseniz hadi sizi samimi bulalım derdik. Lakin düşenin arkasından konuşmak kolay, yapabiliyorsanız koltuğa binenin karşısında konuşun ama sizde cesaret ne gezer…
THY Teknik Asya’da Güçleniyor
Son dönemde yaptığı başarılı anlaşmalarla geleceğe umut tohumları eken Teknik A.Ş, kadrolarını genişletmeye ve yaptığı anlaşmalarla yeni organizasyonel revizyonlara yönelik adımlar atıyor. Yeni kurulan başkanlıklar ve birtakım düzenlemeler ileride yaşanabilecek farklı değişimlere de gebe gibi duruyor. Umarız bakım hizmetlerinin uluslararası arenasında pazara hâkim daha güçlü projelerde yer alırız.
Tabii bu büyümelerin en büyük mimarı olan çalışanlarında hak ettiği değeri görmesi gerekiyor. Yaklaşan toplu sözleşmede umarız beklentileri karşılayan ve sorunları çözüme kavuşturan bir sözleşme imzalanır. Meşhur jump seat krizi, kabin personellerine övgü ve teknisyenleri rencide eden ifadeler hala hafızalarda. Henüz çözülmemiş teknik destek sorunu ile unvan ve kademe değişikliği mağdurları bir kenarda bekliyorlar. Ayrıca yeni ücret skalası çalışmasını duyan her yetkili teknisyeni derin bir endişe ve kaygı sarıyor. Umarız onları mutlu eden bir çalışma olur. Yoksa şirket büyürken, tecrübeli iş gücünü kaybedip küçülmemek lazım.
Hepinize sağlık, huzur ve başarı dolu bir hafta diliyorum…