Direnişin Gecesi: 15 Temmuz. DHMİ Personelinin Kazanımı. İşveren Konuşuyor, Sendika Susuyor

Direnişin Gecesi: 15 Temmuz. DHMİ Personelinin Kazanımı. İşveren Konuşuyor, Sendika Susuyor

Değerli Okurlar,

Gökyüzüne Yazılan Hafıza: 15 Temmuz’dan Türkiye’nin Yükselen Ufuklarına

Tarih boyunca toplumların yönünü değiştiren anlar yaşanır. O anlar günü değil yarını etkiler, halkın ruhunu besler, kolektif hafızada iz bırakır. Türkiye için 15 Temmuz 2016 böyle bir dönemeçtir.

Direnişin Gecesi: 15 Temmuz

O gece yaşananlar bir darbe teşebbüsünden çok daha derindi. Devletin yapısına sızmış karanlık bir örgüt, halkın iradesini hiçe sayarak ülkenin geleceğini kendi çıkarlarına kurban etmeye kalkıştı. Meclisin hedef alındığı, tankların şehir sokaklarına indiği, halkın üzerine ateş açıldığı saatlerde milyonlar meydanlara aktı. Kimi kalbini kimi canını ortaya koydu.

Türkiye’nin dört bir yanında insanlar kimliklerini, düşüncelerini hatta ortak değerlerini öne çıkardı. Demokrasiye, bağımsızlığa ve birlikte yaşama iradesine sahip çıkıldı. O günden bu yana geçen yıllar bize bir şeyi hatırlatıyor: Bu topraklarda halkın iradesini yok sayan hiçbir yapı kalıcı olamaz. Bu hafızayı yaşatmak hukuka, kurumlara, ifade özgürlüğüne sahip çıkmaya bağlıdır.

Gökyüzüne Açılan Yeni Bir Dönem

Son yıllarda Türkiye’nin havacılık alanında attığı adımlar da bu ortak bilinçten izler taşıyor. Yolcu sayıları, ulaşımdaki başarılar, sürdürülebilirlik hedefleri hatta tümü daha büyük bir dönüşümün göstergesi.

Yılın ilk yarısında 108 milyon kişi hava yolunu tercih etti. İstanbul Havalimanı 39 milyonun üzerinde yolcuyu ağırlayarak küresel bağlantıların merkezi oldu.

Dakiklik oranlarında da kayda değer bir iyileşme dikkat çekti. Türk Hava Yolları’nın %84 seviyesindeki zamanında kalkış oranı sistemli bir yapının işareti. Bu sonuçlar hava ulaşımının planlamadan personele kadar güçlü bir organizasyonla yürütüldüğünü gösteriyor.

Daha çarpıcı olan ise çevre dostu uygulamaların öne çıkması. Uçuşlarda çevreye daha az zarar veren yakıtların tercih edilmesi gökyüzüne bakışın değiştiğini gösteriyor. Artık ulaşmak kadar korumak da gündemde.

Savunma Sanayi ve Yerli Üretimin Gücü

Türkiye’nin havacılık vizyonu sivil alanla sınırlı kalmayarak savunma teknolojilerinde de kendini gösteriyor. Geliştirilen insansız hava araçları, yeni radar sistemleri ve yerli jet projeleri, teknik başarıların ötesinde bağımsızlık iradesinin dışa vurumu.

Özellikle KAAN projesi bir platformdan fazlasını temsil ediyor. Teknolojik yeterlilik kadar uluslararası iş birliğiyle gelişen bir üretim modeli sunuyor. Azerbaycan, Malezya ve Suudi Arabistan gibi ülkelerle yürütülen ortaklıklar, Türkiye’nin artık teknoloji geliştiren ve paylaşan bir ülkeye dönüştüğünü kanıtlıyor.

Emek ve Dayanışmanın Yansıması: DHMİ Personelinin Kazanımı

Bu büyümenin ardındaki görünmeyen kahramanlar ise hava ulaşımının temelini oluşturan emekçiler. Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ) çalışanları için yürürlüğe giren performans primi düzenlemesi, yıllardır sürdürülen bir mücadelenin sonucu.

HTK SEN Sendikası’nın yoğun çalışmaları sayesinde sağlanan bu hak, ekonomik iyileşmenin yanı sıra kurum içi aidiyet ve motivasyonu da artırıyor. Elbette bazı yönleri geliştirilmeye açık olup, özellikle ücretli izin ve rapor dönemlerine dair düzenlemeler dikkatle takip edilmeli. Ancak çalışanlar adına kazanılmış bu gelişme, sendikal birlikteliğin ve kararlılığın etkisini net biçimde ortaya koyuyor.

Aidat Var, Hesap Yok: Emekçinin Sabrı Taştı

Havacılık sektörü disiplinin, uzmanlığın ve özverinin sektörüdür. Özellikle de THY Teknik gibi binlerce teknisyenin her gün uçağa binmeden önce milyonların hayatını güvence altına almak için ter döktüğü bir kurumda…

Geçtiğimiz günlerde Anadolu Havacılık Şube Başkanlığı için adaylığını açıklayan bir ekip adeta bir emekçi manifestosu yayımladı. Sözlerinin altını çizerek okumakta fayda var. Çünkü bu açıklama bir yönetime talip olmanın ötesinde, işçinin sahadaki feryadını örgütlü bir sese dönüştürüyor.

Şu gerçeği artık kimse inkâr edemez: Emekçilerin büyük umutlarla sırtladığı sendikalar sahadan kopmuş durumda. THY Teknik çalışanları aylık binlerce lira aidat ödüyor.  Peki, karşılığında ne alıyorlar?

İşveren Konuşuyor, Sendika Susuyor

En çarpıcı iddia ise şu: THY Teknik’te birçok kararı işçiler temsilcilerden değil; işverenin gönderdiği e-postalardan öğreniyor. Yani sendika arada bir yerde kaybolmuş durumda. Üyeyi bilgilendirmiyor, müzakere etmiyor, yönlendirmiyorlar. İşverenin teknisyen kadrolarında yapacağı değişiklikler kulaktan kulağa dolaşırken sendika temsilcileri sessizliğe gömülüyor.

Koltuklar İçin Değil, Alın Teri İçin

Aday olan ekip açık konuşuyor: “Bu düzeni değiştirmeye geliyoruz.” Genel merkeze kimin nasıl gittiğini hangi ilişkilerle koltukların dağıtıldığını herkesin bildiğini hatırlatıyorlar. Ve meydan okuyorlar: “Eğer kendinize güveniyorsanız, sandığı önümüze koyun!”

Listelerinde yer alan kişiler yaşayan isimler. Müzakere masasına oturmasını bilen ve gerektiğinde “bu böyle gitmez” diyerek ayağa kalkmasını da bilen bir kadro.

Bugün Anadolu Havacılık Şubesi’nin etrafında dönen bu mücadele bir şube seçiminin ötesine geçmiş sendikayı gerçek sahibine iade etme mücadelesidir.

Açıklamanın sonunda net bir duruş var:

“Bu şube bizimdir. Bu sendika bizimdir. Bu karar emekçinin olacaktır.”

Bu söz yıllardır ötelenmiş, unutulmuş, sessiz bırakılmış binlerce emekçinin ortak duygusudur. Ve artık o duygu sesini buluyor.

Yok sayılan teknisyen, susan değil konuşan olmak istiyor. Masada değil, sahada söz sahibi olmak istiyor.

Hafızadan Ufka, Kalkıştan Geleceğe

15 Temmuz gecesi ortaya konan irade bir rejim savunmasının ötesinde toplumsal bir bilinç sıçramasıydı. Bugün bu bilinç; havalimanlarında, üretim tesislerinde, gökyüzüne yükselen yerli teknolojilerde yaşamaya devam ediyor.

Türkiye artık kendi hikâyesini yazıyor, değerlerini taşıyor, emeğine sahip çıkıyor. Ve belki de en önemlisi: Ulaştığı her yeni seviyeyi geçmişten aldığı güçle inşa ediyor.

Hepinize mutlu, sağlıklı ve başarılı bir hafta diliyorum…

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Öne Çıkan Yorumlar

  1. 7 saat önce

    Bu sendika bizim degildir, otobuslerle bir haftalik cocuklari o sendikaya zorla uye yaptilar. Havacilikla zerre alakasi olmayan, ankaradan kayinpeder torpilleriyle geldi bu sendika ve sendikacilar. Sen yine dua et sektor ihtiyaci var, bittiginde goruceksiniz degersizlestirneyi

  2. 11 saat önce

    Şirketin gizli ortağı uted. Şu dergi fiziki çıkmasın ama hakkımızı savunsun bizi temsil etsin yeterdi. Uydu dernek.

3 Yorum

  1. 7 saat önce

    Bu sendika bizim degildir, otobuslerle bir haftalik cocuklari o sendikaya zorla uye yaptilar. Havacilikla zerre alakasi olmayan, ankaradan kayinpeder torpilleriyle geldi bu sendika ve sendikacilar. Sen yine dua et sektor ihtiyaci var, bittiginde goruceksiniz degersizlestirneyi

  2. 11 saat önce

    Şirketin gizli ortağı uted. Şu dergi fiziki çıkmasın ama hakkımızı savunsun bizi temsil etsin yeterdi. Uydu dernek.

  3. 12 saat önce

    Hocam şubeleri karistirdin herhalde :)

    Cevapla