Değerli okurlar;
Çorbanın içinden çıyan çıktı. Yanlış duymadınız: Özel bir Firma tarafından Havalimanı’nda çalışanlara verilen yemeğin içinden bir çıyan. Hani şu belgesellerde görsek kanal değiştirip “doğanın dengesi işte” diye avutmaya çalıştığımız türden… Ama bu kez doğa belgeseli değil.
Şimdi “bir kerelik olur” diyenler çıkabilir. Fakat gelin görün ki çalışanların yıllardır anlattıkları başka şeyler var: Taşlı pilav, kıllı salata, porsiyonuna küsen yemekler… Hatta bazen yenmeyen yemeklerin ücretinden kesinti iddiaları! Yani mesele bir tabak çorbadan çok daha büyük.
Düşünün: Uçuş güvenliği için milimetrik hesaplar yapılıyor, milyar dolarlık uçaklar gökyüzünde süzülüyor ama yerdeki personelin tabağında çıyan yüzüyor. İşte bu ironinin tadı, çorbaya düşen çıyandan çok daha acı.
Asıl soru şu: Denetimler nerede? Koca sistem, bu kadar basit bir noktada neden tökezliyor? Ve en önemlisi, çalışanların yıllardır dile getirdiği şikâyetler neden hâlâ masanın üzerinde bekliyor?
Türk Hava Yolları, Türkiye’nin gururu, dünyadaki en büyük markalarımızdan biri. Böylesine prestijli bir kurumun, tedarikçilerinin de aynı özenle çalışması gerekir. Çünkü bugün tabağa düşen çıyan, yarın motivasyona, disipline, hatta iş güvenliğine düşer.
Sonuçta mesele bir tabak yemekten ibaret değil. Mesele, iş kültürü, güven duygusu ve “çalışanına değer verme” meselesi.
Kısacası; uçakların güvenle kalkabilmesi için yerdeki çorbanın içine “sürpriz oyuncak” çıkmaması gerekiyor. Çünkü gökyüzü, yerdeki tabağın güveni kadar huzurludur.
Gökyüzünde İtibar: Açıklamalar Yetmez, Somut Adımlar Gerekiyor
Son günlerde medyada yer alan haberler, havacılık çalışanlarını adeta hedef tahtasına koydu. Pilotlar ve kabin memurları, bireysel davalara dayanan iddialarla tüm meslek gruplarına mal ediliyor. Hava İş Sendikası, Talpa ve Türkiye Kabin Memurları Derneği (TASSA) açıklama yaparak meslek onurunun korunacağını duyurdu. Ancak bir köşe yazarı olarak soruyorum: Açıklamalar gerçekten yeterli mi, yoksa sadece formal bir refleks mi sergilendi?
Gerçek şu ki, sadece “mesleğimizin onurunu koruyoruz, hukuki süreç takip ediliyor” demek, günümüz medyasının hızlı ve çoğu zaman manipülatif refleksleri karşısında yetersiz kalıyor. Bu açıklamalar, çalışanların moralini yükseltmeye, toplum nezdindeki haksız algıyı kırmaya veya sektöre olan güveni korumaya yetmiyor. Hukuki süreç elbette önemli, ama medya ile sosyal medyanın anlık algılar yarattığı bir çağda, yalnızca dava takibi yetmez.
Sendikalar ve dernekler, açıklamaların ötesine geçerek somut adımlar atmalı. Öncelikle, çalışanlara psikolojik ve mesleki destek sağlanmalı; moral kaybı ve itibari zedelenmeler göz ardı edilmemeli. Medya ile proaktif iletişim kanalları kurulmalı, yanlış haberlerin düzeltilmesi talep edilmeli ve etik haberciliğin önemine dikkat çekilmeli.
Bir başka kritik nokta, basının etik sorumluluğu. Bu olayda görüyoruz ki, magazinsel içerikler bir meslek grubunun tamamını zan altında bırakabiliyor. “Kınıyoruz” demek kolay; ama sorumluluk almak, yanlış haberleri düzeltmek, kamuoyunu bilgilendirmek, çalışanların haklarını aktif şekilde savunmak zordur. Ve ne yazık ki, sendikalar ve dernekler genellikle yalnızca ilk adımı atıyor; işin stratejik ve görünür kısmı çoğu zaman eksik kalıyor.
Benim şahsi gözlemim ve eleştirim şudur: Havacılık sektörü, gökyüzünde fedakârlık ve yüksek disiplin gerektiren bir alan. Bu meslekleri karalamaya yönelik haberler karşısında açıklamalar başlangıçtır, ama meslek onurunu korumak, yalnızca sözle değil, görünür ve etkin adımlarla mümkündür. Sendikalar ve dernekler, hukuki takibin yanı sıra medya stratejileri, kriz yönetimi, toplumu bilinçlendirme ve çalışan desteğini kapsayan kapsamlı bir plan geliştirmelidir. Aksi hâlde, açıklamalar formalite olarak kalır.
Gökyüzündeki itibar tüm toplumun güveninin teminatıdır. Havacılıkta görev yapan her birey ülkemizi ve markamızı temsil eder. Onların onurunu korumak, boş bir açıklama yerine gerçek ve kararlı adımlar atmakla mümkündür. Bu nedenle Hava İş, Talpa ve TASSA’ya tavsiyem, Sadece açıklama yapmayın, somut, görünür ve stratejik adımlar atın.
Pilotundan yer ekibine, tüm havacılara güvenli ve huzurlu bir hafta dilerim.
Merhabalar,Onur Havayollarında çalışmış olan 1800 kişinin ödemeleri yapılmıyor.Şirket açık durumda.Yetkililer mağduriyetimizi görmezden geliyor.Sizden destek bekliyoruz.
Gösteriler yapıldı sizin haberiniz olmamış. Yazılı ve görsel basında gündeme getirildi.TBMM gündeme getirildi haberiniz yok belli.
Yetkililer ilgilenmek istemiyor görmüyormusunuz.
Destek verip ne olacak ki verildi defalarca yazıldı, edildi. Sizler neler yaptınız, 1800 kişi işlek bir yerde veya bir gazete önünde falan toplanabildiniz mi? Başkalarından medet umuyorsunuz yapmayın artık.