Değerli Okurlar,
Yarın 10 Kasım: Ulu Önder Atatürk’ü Rahmet ve Minnetle Anıyoruz…
Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ü saygı ve minnetle anarken, bize miras bıraktığı değerlere sahip çıkarak ona olan vefa borcumuzu unutmamalıyız. O sadece bir milletin bağımsızlık mücadelesini kazanmakla kalmamış, aynı zamanda önümüze Türk milletinin geleceğini şekillendiren bir vizyon da koymuştur. Bugün Türk havacılığın ulaştığı başarıda bu önemli vizyonun hayata geçmesinin eseridir.
Atatürk, Cumhuriyet’in kuruluşundan itibaren havacılığı Türkiye’nin çağdaş medeniyetler seviyesine ulaşmasındaki kilit bir unsur olarak öngörüp, havacılık alanında sadece askeri kabiliyetle yetinmeyip, aynı zamanda sivil havacılığın da temellerini atarak ulusal bağımsızlık ve kalkınma için bir gereklilik olarak gördüğünü ortaya koymuştur. Bugün gerçekleşen yatırımlar ve desteklenen projelerle dünyada çok önemli bir aktör haline geldiğimiz için ne kadar gurur duysak azdır…
DHMİ de Dedikodular Durulmuyor
Enes ÇAKMAK Bey’in genel müdürlüğe atanmasıyla hava trafik kontrolörlerinin yıllardır kronikleşmiş bir sorunu çözüme kavuşmuştu. Tam değişimin umutlu beklentiler ve olumlu bir iklim yarattığı sırada görevden ayrılanların yolsuzlukları ve haksız kazanç ile elde ettikleri iddialarıyla açılan davalar, ortaya saçılan servetler bambaşka derin soruları da gündeme getirdi. Bu konular tartışılırken, bulundukları konumları kullanarak rüşvet ve irtikapla kazanç elde edenler irdelenirken bu seferde güvenlik görevlilerinin sendikalarıyla ilgili skandal iddialar ortaya çıktı.
Hatta bu dedikoduların yarattığı stres ve sıkıntının Enes Bey’in kalbine ağır geldiği ve rahatsızlığını tetiklediğini bile söyleyenler oldu. İddialara göre bahsi geçen sendikanın yöneticilerinin gayri ahlaki görüntülerinin sosyal mecralarda ifşa edildiği ve bazı yöneticilerle onların da çıkar ilişkisi içinde oldukları iddia ediliyor. Usulsüz ve gayri hukuki yollarla hediyelerin ve çok yüksek miktarda kaynak aktarımının olduğu da söylentiler arasında. Hatta istihdam karşılığında birtakım rüşvetlerin alındığı hem sendika hem yönetim tarafında bazı usulsüz ilişkilerin olduğu belirtilmekle kalmayıp, bunun üzerinden cinsel istismarların ve şantajların olduğuna kadar varan çok ağır iddialar koridorlarda dolaşıyor.
Umarız Enes Bey hızlıca sağlığına kavuşarak bir an evvel görevinin başına geçer ve bu tarz iddialarla ilgili gerekli işlemleri başlatır. Aksi durumda kendisinin adını da kullanarak lüks yat ve pahalı araçlarla ilgili dedikodu yayanlar ve kendisine yakın bazı kimselerin Enes Bey’in gücünü kullanarak ahlaksız ve sapkın bir ilişki çemberi kurduklarıyla ilgili görüntüler ve iddialar yayılmaya devam edecek gibi… Önemli görevlerdeki insanların özel hayatına ve ekonomik ilişkilerine dikkat etmesi ve itibar suikastlarına karşı çok özenli olmaları gerekiyor.
Sendikalar ve Dernekler Kişilerin Çıkar ve Menfaat Yuvası Olmamalı!
Havacılık alanındaki dernek ve sendikalara baktığımızda hepsinin özelinde ön yargıların ve eleştirilerin olduğunu açıkça görüyoruz. Yapısı itibari ile bu görevlere gelenlerin sorumluluk duygusu ve samimiyetle hizmet üretmesi gerekirken koltuk kavgalarının ve çıkar çatışmalarının bu sorumluklarının önüne geçtiği görülüyor. Kurumsal ilişkilerin şeffaf bir fayda zarar düzleminde hukuk ve ahlak normları gözetilerek yürütülmesi gerekirken, özel beklenti ya da ilişkilerin aracı haline gelmesi çok üzücü. Sendikaların cv takipçisi ya da kendi kadrolarına kıyakçılık terapileri yerine herkesi ilgilendiren konulara dikkatlerini vermeleri beklenir. Derneklerin birilerinin güdümündeki arka bahçeye, fuar veya stand sponsorluğu beklentilerine kurban edilmemesi gerekir.
Asli görevi üyesini korumak, onların sorun ve sıkıntılarına çözüm üretmek olanların sorun yaratmaya ve gerginlik politikaları üzerinden kendilerine itibar kasmalarına fırsat verilmemelidir. Hiçbir koltuk veya görev kişisel hırs ve ego makamına dönüşmemeli, temsil edilen zümreye sorumluluğun vebali gözetilerek hareket edilmelidir. Özellikle bu tarz alanlarda herkesin aidatı ile biriken bütçelerin çok ama çok hassas terazilerle yönetilmesi gerekir. Ama günümüzde bu anlayıştan eser olmaması, insanların bu alanlara itibar duymaması, hatta görevden ve destekten uzak durması da bence sivil toplum iradesi açısından sorgulanması gereken bir konu…
Anadolu Havacılık Şubesi Kongresi Yılan Hikayesine Döndü…
Geçtiğimiz haftalarda çift listeli bir delege seçimi yapılmış ve mevcut şube yönetiminin çoğunluğuyla seçim sonlandırılmıştı. Yaklaşan kongrede rakipli bir seçim olacağı belirtiliyor. Bir tarafta mevcut şube temsilcileri ve bağımsız delegeler öte yandan da mevcut şube yönetimi yarışacak. Karşılıklı ağır iddia ve eleştirilerin olduğu ve delegelerin bu söylemler karşısında nasıl pozisyon alacağı büyük merak konusu. Daha önceki şube yönetiminde temsilci ve baş temsilci olanların, o dönemki şubeye karşı yeşil delege grubu oluşturarak seçilmişlerdi. Her ne kadar aksi iddia edilip inkâr edilse de istifası alınan eski şube başkanının yerine, genel merkez tarafından bizzat desteklenerek seçildikleri herkesçe bilinmekteydi.
Daha sonra genel merkez seçimlerinde karşı rakip adayı destekleyerek taraf olmaları ve işveren tarafıyla yaşadıkları sorunlar nedeniyle yetkileri alınarak iş yeri genel merkeze bağlanmıştı. Bu kararın ardından şube ile genel merkez davalık olup bir süre sonra atılan geri adımlarla uzlaşmaya çalışılmıştı. Fakat işveren ve genel merkezle yaşanan sorunların aşılamaması ve uzlaşmanın sağlanamaması tüm süreci tıkayarak, mevcut temsilcileri de isyan noktasına getirmişti.
Bu süreçte genel merkez ve işveren tarafının mağduriyeti ön plana çıkarılarak aslında 4 yıllık süreçteki faaliyet ya da icraatların gündeme dahi gelmesine fırsat verilmeyip varlığını sürdürmeye çalışan yönetime, mevcut temsilci ve komiteler isyan etmişti. Başarıların sahiplenip eleştirilerin hedefi haline getirilmekten şikayetçi olan bu ekip şube, karşı rakip liste oluşturacağını ilan ederek tüm delegelere belgelerle her şeyi açıklayacakları da söylentiler arasında.
Anadolu Havacılık Şube Başkanı Rakiplerini İşten Attırmakla Tehdit Mi Etti?
Delege seçimlerinin ardından şube başkanın karşı listede yer alan bazı delege adaylarını arkadaşlarının da şahit olduğu bir ortamda İşyeri Disiplin Kuruluna vererek aleyhlerindeki propagandadan dolayı haklarında işlem başlatacaklarını kendilerinden duymaları için açıkça yüzlerine söylediği iddia ediliyor. Üyelerini işverene karşı korumakla yükümlü bir şube başkanının temsil ettiği üyeyi işveren disiplini ile işinden etmekle tehdidi büyük tepkilere yol açtığı ve bu kimselerin haklarını kanuni yollarla suç duyurusunda bulunarak arayacakları belirtiliyor.
Açıkçası sonucu ne olursa olsun karşılıklı rekabetin ahlak ve sorumluluk anlayışı ile yapması gerekenlerin rakiplerini tehdit etmesi asla kabul edilebilir bir davranış olamaz. Eğer iddialar doğruysa ve üyesini işveren sopasıyla tehdide varıyorsa buradaki akıl tutulmasının tekrardan gözden geçirilmesi gerektiğini düşünüyorum.
Hepinize sağlık ve huzur dolu bir hafta diliyorum…
