Değerli Okurlar,
Sivil Havacılıktan Sınavlara Yeni Ayar!
Sektörümüzün dinamik gelişmeler karşısında dönem dönem sistemsel değişimlere ihtiyaç duyması her ne kadar doğal karşılansa da yapılan değişikliklerin fayda zarar analizinin doğru yapılması gerekir. Sivil havacılık otoritelerinin yetkisi gereği denetim ve yönetim anlamında her türlü tasarrufa sahip olmasına karşın sınav ve yetkilendirme hususundaki bütün süreçleri kendi uhdesine alma çabası (gelecek için olumlu olabilir ancak an itibariyle) birçok operatör firmasını rahatsız etmiş durumda.
Son değişiklikle modül sınavlarının merkezi sistemden sivil havacılığa bağlı soru bankası üzerinden yapılmasına karar verildi. Ayrıca geçme ve başarı notları yeniden güncellendi. Eskiden ihtiyaç duyulan seviyede yeterliği sağlayanların geçebildiği puanlama düzeninden, şimdi standart bir puan sistemine geçildi. 40-50-60 gibi puanların yettiği yetkilendirme alanlarına bile artık 75 puan şartı koyuldu. Dahası sınavların merkezi bir soru bankasından gelen sorularının ayıklanarak sivil havacılık tarafından belirlenerek yapılması planlanıyor. Önceki yazılarımda belirttiğim üzere bu konu çok zor ve teknolojik alt yapı ve güvenli sistemlerin birbiri ile entegrasyonunu gerektirmektedir. Umarım süreç doğru yapılandırılabilir çünkü denetim yetkisi kendinde olan bir kurumun yaptığı işi ve güvenliğini kimin denetleyeceği de gelen sorular arasında.
Dil Puanları Artık 5 Yılda Bir Yenilenecek
Eskiden yüksek puan alanların 10-15 yıl gibi sürelerde yenilemesi gereken dil sınavlarında ilgili sürelerde değişikliğe gidilerek tüm aşamalarda, 5 yılda bir sınavı yenileme zorunlu hale getiriliyor. Ağır iş yükü ve yoğun tempo içinde çalışan teknisyenlerin zaten halı hazırdaki eğitim ve yetkilenme prosedürünün yükü yetmez gibi bir de bu değişikliklerin büyük tepkilere yol açacağı aşikâr. Yakında tip eğitimi ve sınavlarına da el atmayı planlayan Sivil Havacılık Genel Müdürlüğünün bu yükün altından nasıl kalkacağı, buradaki koordinasyonu ve planlamayı nasıl sağlayacağı bir yandan endişe bir yandan olumlu şekilde umut edilerek merak edilen konu başlıkları arasında yer alıyor.
Teknisyene hem mali hem de zaman maliyeti açısından ek bir yük getiren bu uygulamalar ister istemez sektördeki hem çalışanları hem de bakım operatörü firmaları rahatsız etmiş durumda. Böylesi uygulamaların ve dayatmaların direk operasyona müdahale ve kalite yönetim süreçlerini işlevsiz hale getireceği düşünülüyor. Bu çalışmanın daha geniş bir çerçevede daha geniş bir çalışma ile yapılıp, herkesin işini hem sadeleştirip kolaylaştıran hem de dijital çözümlerle erişimi daha da hızlandıran politikalar üzerine yapılandırılarak, daha kapsayıcı ve daha verimli olması bekleniyordu.
Bitmeyen Loog Book Çilesi
Teknisyenlerin uzun süredir EASA lisansına başvurmak için talep ettiği çalışma kayıtlarının verilmediğini sizlerle paylaşmıştık. Bu konuda bizlere ulaşan şikâyet ve tepkiler gittikçe çığ gibi büyüyor. Teknisyenini hangarda, yemekhanede, serviste ve ücrette memnun edemeyenlerin bu zoraki dayatmaları hukuken de sorgulanabilecek bir durum olmasına rağmen iş güvencesi kaygısıyla bastırılmaya çalışılıyor. Ama bunu kendi lehine zamana yayarak uzatanların yarattığı adaletsizlik duygusu bence sisteme faydadan daha çok zarar veriyor.
Herkesle Çatışarak Çözüm Üretemezsiniz!
Hali hazırda teknisyen olabilmek için kıvranan binlerce teknik desteğin sorunu ortadayken bir de mevcut teknisyenlere yapılan bu baskı daha da derinden kopukluklara neden olacaktır. Yaklaşan toplu sözleşmeye rağmen koltuk kavgası, makam sevdası peşinde koşanlarında bu sorunlarla ilgi ve alakası yok. Dallas dizisine dönen bir şube delege seçimi ve henüz seçilememiş şube yönetimi ile sorunlar çözümsüz ve sahipsizce ortada duruyor. Bir yandan kendi Genel Merkezi ile kavgalı ve çatışmalı mevcut bir şube yönetimi, öte yandan işveren tarafıyla kopuk ve muhatap alınmayan bu yönetimin yeniden görev almasıyla mevcut sorunların nasıl aşılacağı da büyük merak konusu.
Sendikacılık mı? Acizlik mi?
Herkes seçilmenin, koltuğunu, mevcut maaş ve şartlarını sürdürmenin derdindeyken üyelerin gerçek derdi ve gündemi ile kimlerin dertlenip neleri çözüme kavuşturacağı belirsiz durumda. Umarız bir an evvel bu sazan sarmalından çıkılarak gerçek gündeminize dönersiniz. Çünkü hem teknik desteklerin hem de mevcut teknisyenlerin masada birikmiş bir sürü sorunu çözüm bekliyor. Artı bu seferde maille, ya da sahte anketlerle birbirinizi suçlayarak aranızda top gezdirip, kendinizi kurtararak kimseyi kandıramazsınız. Çözüm üretmesi gerekenlerin, sağda solda mağdur edebiyatı ile destek arama acizliği sendikacılık değil, dilencilik olur. Yiğitçe mertçe üyelerinizin taleplerine kafa yorun, sürekli mazeretlerin arkasına sığınmayın. Temsil ettiğiniz kitle sadece sizden sorumluluk sahibi, dürüst ve samimi gerçek birer savunucu olmanızı bekliyor… hepsi bu kadar…
Uçak kalkar, biz gökyüzüne hayranlıkla bakarız. Pilotu, kabin ekibini görürüz; anonsları duyar, gülümsemeleriyle güven hissederiz.
Ama bir de perde arkasında sessizce çalışan bir ekip vardır: havacılık dispeçerleri.
Onlar her uçuşun kalbinde yer alır.
Uçağın ne kadar yakıtla kalkacağını, hangi rotayı izleyeceğini, hava durumunun ne getireceğini, hatta olası bir acil durumda alternatif havalimanının hangisi olacağını onlar belirler.
Bir anlamda gökyüzüne çıkan her uçağın “yerdeki pilotlarıdır” dispeçerler.
Sabahın ilk ışıklarından gecenin sessizliğine kadar, radarların başında, bilgisayar ekranlarının önünde çalışırlar.
Dakiklik, dikkat ve sorumluluk… Üçü bir arada olmalı. Çünkü yaptıkları işte hata payı yoktur. Her detay yüzlerce insanın güvenliğiyle ilgilidir.
1 Kasım, Havacılık Dispeçerleri Günüydü.
Bu özel günde uçuşların görünmeyen mimarlarına bir teşekkür borcumuz var.
Gökyüzü her gün güvenle doluyorsa bunda onların emeği büyük.
Bir kez daha anlıyoruz ki; bazı kahramanlar üniforma giymez ama gökyüzünü ayakta tutar.
Hepinize sağlıklı, huzurlu ve mutlu bir hafta diliyorum…










Kabin, ife atölyelerinin uçuşta çıkardığı sorunlar yüzünden yetki alma öncesi logbook doldurma zorunluluğu getirildi. Bugün ilk onlar dolduruyor çünkü yeşillerin başında hazır bekleyen ama yolcudan daha az uçak bilgisine sahip birisi var.