Son yıllarda Türkiye turizminde hizmet veren çalışan profili gün geçtikçe düşüyor. Türkiye’nin en önemli turizm merkezlerinde apaçiler tatilcilere huzur vermiyor.
Geçtiğimiz haftadan beri Türkiye’nin en gözde tatil merkezlerinden Marmaris’te çalışanlar gündemden düşmüyor. Özellikle eğlence merkezlerinde yapılan hizmetlerin kalitesizliği ve çalışanların tutumunun, ülke turizmine ciddi şekilde zarar verdiğini gözlemliyoruz.
Bende geçen yıl Bodrum sonrasında Marmaris tatili yaptım. Marmaris’i pek tercih etmesem de çocukluk anılarımı canlandırmak istedim ve yanımdaki arkadaşlarım da onay verince bir uğrayalım dedik. Diğer bir yönlendirme ise samimi arkadaşım Habertürk Kurgu Bölümü Şefi Okan Kalpakçıoğlu’ndan geldi. Okan, “Emre, 75’in üzerinde ülke görmüşsün bu sene Turunç’ta yüz. Biz Gülnur’la (Eşi) gittik cam gibi su var” dedi.
Gerçekten harika bir deniz vardı. Çok keyif aldım yüzerken. Her daim dediğimiz gibi ülkemiz bir cennet.
Ancak ben başka hayallerin peşindeydim. Çocukluk anılarımı canlandırmak isterken kabusu yaşadım.
Eski bir devlet memuru annenin oğluyum. Marmaris’e en son 10 yaşındayken gitmiştim. Annem Halkbank’ta çalıştığı için Türkiye’nin önemli tatil bölgelerinde bankanın tatil köyleri vardır. Marmaris’te olanda da bir kere kalmıştık.
O dönemler senede 15 gün tatil yapıyorduk. Şu an bir devlet memurunun 15 gün tatili gerçekten akıl almaz bir durum.
Fazla detaya girmeden geçen yıl yaşadıklarımı anlatayım…
Geçen yıl Marmaris’te iyi bir otelde kaldık. Yemekleri güzeldi, işletmeciler işi bilen kişilerden oluşuyordu.
Ama hizmet yine sıfırdı. Otelin sahil tarafında oturma alanları bulunuyordu. Orada çalışan genç çocuktan bir çay istedim. Genç, “Ağabey kız çok güzelmiş. Ben onun peşine gideceğim” dedi. Ve o gece o çalışanı bir daha görmedik.
Daha sonra akşamları Marmaris merkezde yürüyüş yapıyorduk. Ben markete girdim. Yanımdaki kız arkadaşlarıma siz bekleyin iki dakikaya geliyorum dedim.
Gerçekten hemen çıktım ama bir baktım ki kız arkadaşlarımla tanışmaya çalışan 3-4 erkek var. Arkadaşıma, “Biz nereye düştük” demeden yapamadım.
Aslında Marmaris’e gitme amacımız tekne turuydu. Koylarda yüzmek istiyorduk. Turu yaptık ve koylar harikaydı gerçekten. Ama ayağınız Marmaris’te yere basarsa sıkıntı olabilir. Kara tarafı denizden daha tehlikeli.
Lafı daha fazla uzatmadan tekne turlarına geçeyim…
Tekne turlarını araştırıp, dersimize çalışıp Marmaris’e geçtik. Arkadaşlarım da seyahat konusunda uzmandırlar. En kalitelisini bulduk ve güzel bir keyif yaptık. Ama araştırırken karşılaştırma yaptığımızda gözlerimize inanamadık.
Gece tekne turu var mesela. Denize girmekte yok. Tamamen uydurma bir organizasyon. Tekne limana yakın bir yere gidiyor ve orada alkol, müzik ve apaçilerin turist yaşlı kadınlara yazılıp, kendilerini başka ülkelere atma çabası için düzenlenen bir iş olduğuna şahit oluyorsunuz.
Gündüz olan tekne seyahatleri ve satışları da ayrı bir durum. İstediğiniz otelde kalsanız da, o tekneler sizi sabah 10’da uyandırıyor. Çünkü hepsi aynı saatte kalkıyor. Saçma sapan bir İngilizceyle yatağınızdan uyanıyorsunuz. (Yeni model uyandırma servisi) Sonrasında güçlü motorları olan tekneler sizin yüzeceğiniz yerdeki denizi bulanık hale getiriyorlar. Yani doğaya zarar veriyorlar.
Sonuç olarak Marmaris’te ve diğer tatil beldelerinde önemli sorunlar var. Çalışan ve görev yapan hizmet sektöründekilerin kalitesizliği turisti kaçırıyor. Denetimlerin daha da artırılması gerekiyor.
Ondan sonra da turistler neden Mısır Hurhgada-Şarm eş-Şeyh ve Yunanistan gibi başka ülkelere kaçıyor diyoruz.
İyi tatiller…