THY TEKELLEŞİYOR!(MU) VE PAGASUS

Ulaştırma-Denizcilik-Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım’ın 2003 yılında başlattığı; herkes uçağa binecek” söylemi üzerine pıtrak gibi ardı ardına açılan havayollarından elimizde faal olarak kaç tane kaldığını yazmama gerek bile yok. Çoğu şirket, charter uçarak veya yabancı ülkelere uçak kiralayarak varlıklarını sürdürme savaşı veriyorlar. 2003’den bu yana, kurulan şirketlerin bir çoğu battığı gibi, 2008’den itibaren de doğru dürüst şirket kurmaya başvuran bile yok.
Aslına bakacak olursanız Binali Yıldırım’ın başlattığı bu atılım ile bilet fiyatları ucuzlamış ve gerçekten halkın havayoluyla tanışması sağlanmıştır. Ancak, bu girişim; THY’nin işine gelmemiştir.
Yıllarca; tekelleşmiş olmanın verdiği güç ile istediği bilet fiyatlarını topluma dayatarak, vazgeçilmez olmayı oynamış olan THY, bu LowCost mantığı çerçevesinde iç hatlarda kendisi ile rekabete soyunan rakipleri ile mücadeleye girişmiştir.
Bu şirketlerle mücadele, yüklendiği işletme ve personel maliyetleri ile olanaklı olmadığından, Anadolu Jet isimli kendi içinde bir yavru yarattı. Bunun yanı sıra,% 50 ortaklığı olan Sun Express ile Low Cost taşımacılığa soyundu. AHL’nin % 70-80 civarındaki trafiğini tek başına kullandı.
İstenilen sonuç bir türlü alınamadı. Bu sefer, THY, Sun Express aracılığı ile personel maliyetlerini düşürüp, uçuş saat maliyetlerini daha minimize edebilecek bir serüvene başladı. Bunun adı “Al gülüm Ver Gülüm” idi. Bu konuda daha önce çok detaylı olarak yazdığım gibi, Anadolu jet büyümesini bundan sonra Sun Express’den kiralayacağı uçak ve ekiplerle Wet lease sistemi ile sürdürecek. Bir nevi, kendi kendiyle de rekabet edecek. Çünkü aynı meydandan hem Anadolu Jet hem de Sun Express sefer yapacak.
Şu an itibarı ile bile Anadolu Jet’in Ankara-Erzurum seferinin biletini Sun Express satarken Sun Express in İzmir-Erzurum seferinin biletlerini de Anadolu Jet satıyor. Yani Code Share yapılmaya başlandı bu tüm hatlarda sürerek harmonize uçuşlar yapılacak.
Bu atak, THY’nin Anadolu Jet’in THY kaynaklı personel giderlerinde düşüklük yaratarak, diğer özel havayollarının verdiği fiyat tarifeleri ile rekabet edebilecek. Anadolu Jet seferleri için Sun Express uçaklarını ve ekiplerini kullandığında, boşa çıkan Anadolu Jet’in kokpit ve kabin ekibi tekrar ana yuvaları olan THY’ye dönecek. THY bu tür atılımlarını, HABOM ve TGS örneklerinde olduğu gibi; yeni A.Ş’ler kurarak sürdürecek. 
Çok yakında; danışıklı dövüş örneği; karşısına rakip olarak Sun Express’i alıp, öylesine, dostlar alış verişte görsün diye, ihale(!) ile ele geçirdiği Çıldır Meydanında tek veya ortaklı yeni bir A.Ş olarak uçuş okulunu kuracaktır. Her ne kadar ilginç(!) bir ihale yapıldıysa da, gerekli ve karlı bir proje olarak görülüyor. Bu proje THY’ye bağlı olarak da idare edilebilecek iken, ben buranın bir A.Ş olarak yönetileceğini düşünüyorum. Çünkü, A.Ş demek, yeni yönetim kurulları ve genel müdür yardımcıları, başkanlar, müdürler demektir. Yani birilerine ekmek demektir :) Ne kadar çok yönetim kurullarında yer alırsanız, o kadar çok mama yersiniz demektir(!) Bu konuda THY yönetim kurulu üyelerinin maşallahı var. Nazar değmesin…
Biz yine Pegasus ve karşılarındaki güç birliğine dönelim; 
Dışardan bir göz olarak baktığımda, karşıma; THY-Sun Express-Anadolu Jet ile birlikte Pegasusa karşı gibi bir tablo çıkıyor. 
Pegasus, karşısındaki bu güçlü birliğe rağmen büyüyebiliyor ve seferlerini artırabiliyorsa, bence bu müthiş bir başarı. İnşallah Pegasus bu çok zor mücadeleye dayanır da bilet fiyatları eskiye dönmez. Bir an düşündüm de, Pegasus SAW’ ın yanı sıra AHL’ den THY gibi eşit slot alabilse, sizi temin ederim ki; THY’yi bayağı zorlar.

THY YATIRIMCISINI ÖPTÜ…
THY tarihinde ilk defa UFRS bazlı gerçek bilançosunu TL’den USD’ye çevirdi. Bu değişikliğe, THY bir kılıf uydurmak zorunda idi ve uydurdu da. Türkiye’de sıklıkla kullanılan, bir konunun veya davranışın, şaşılacak ve beklenmedik olduğunu vurgulamayan çok güzel bir sözcüğümüz vardır. “Bayram değil seyran değil, eniştem beni niye öptü” işte bu sözcük THY’nin yatırımcılarını ve kamuoyunu neden öptüğünü irdelemeyi gerektiriyor.
THY bu öpücüğün yanlış anlaşılmamasını ve art niyetli olmadığını; 
“2011 yılındaki önemli bilanço girişleri ile birlikte değerlendirildiğinde; 2011 yılında TL karşısında ABD Doları’nın %22, Avro’nun ise %19 değer kazanması, TL olarak takip edilen maddi duran varlıklar ile döviz olarak takip edilen finansal kiralama borçları arasında dengesizlik oluşmasına neden oluyordu. Geçerli para biriminin TL olarak devam etmesi durumunda, mali tablolarda gerçekçi olmayan kur farklarının oluşmasına yol açmaktadır. Bu durum, mali tabloların Ortaklığın mali durumunu doğru bir şekilde göstermekten uzaklaşmasına yol açmaktadır.” diye açıklıyorda pek tatmin edicide olamıyor.

Enişteye buradan sormak lazım;

1-1-2011 USD/TL döviz kuru: 1.54 ( ilk çeyrek)
30-6-2011 USD/TL döviz kuru: 1.63 (İkinci çeyrek)

30-09-2011USD/TL döviz kuru: 1.84 (Üçüncü çeyrek) iken THY bilanço sistemini oluşan yüksek boyutta TL zararını görüp hemen değiştirseydi yatırımcı ona göre pozisyon alırdı.
31-12-2011USD/TL döviz kuru: 1.88 (Dördüncü ve son çeyrek.)
Gelelim 2012 yılına yani bugünümüze; Dolar ilk üç aylık verilerde TL/USD ye karşı değer kazanmış görülüyor. 1.77 ortalama… İyi düşünün belki bu sene böyle gider. Siz bence TL ye güvenmeye devam edin :)
Sevgili THY bu sene yani 2012 bilançosunda hala USD de kararlımısınız?
Kenan Işık’ın programındaki gibi size tekrar soruyorum; SON KARARINIZ MI? 
THY 2011’ in ilk 9 ayında, TL bazlı çok yüksek boyutta zarar açıklamışken ve Türk sivil havacılığının en verimsiz ayları olan son 3 ayda( Ekim-Kasım-Aralık) bu zararı çıkarıp bir de karamı geçtiniz :)
Ayrıca mali yıl bir sene. Sen 2011 mali yılının ilk 9 aylık verisini TL olarak tutup son 3 ay dahil tüm verilerini bu sefer USD’li bilanço sistemine geçiyorum diyerek piyasada manipülasyon gibi algılanabilecek bir tutum sergilemiş olmuyor musunuz?
“Nehir geçilirken at değiştirilmez” Atasözümüzü hepimizi iyi biliriz ve bilhassa Başbakanda bu sözü çok söylüyor. Bu sözün gerçek anlamı; “ Bir işin can alıcı noktasına gelindiğinde esas anlamında değişiklik yapmak doğru değildir” deniyor. Çok doğru biz söz. 
Bir anda zararın TL bazındaki yüksekliğini görüp paniklemenize gerek yoktu. Tüm kamuoyu sizin zaten zararda olduğunuzu çok iyi biliyordu. Hükümetten fırça yemeyelim diye düşündüyseniz yine yanıldınız.“Nehir geçerken at değiştirilmez” sözünü bilenler sizin neden at değiştirdiğinizi anında anlayacaklardır.
Önce yatırımcına ve kamuoyuna bundan sonra bilanço sisteminin TL değil, USD bazlı olacağını söyle, sonra değiştir.
Zararı göstermemek için yaptığın bu USD bazlı bilançonu karda olduğunda TL mi yapacaksın? Belki bilmezsiniz, Lufthansa 13 Milyon Euro zarar açıkladı. Onlara da söyleyin bilançolarını TL veya USD yapıp kara geçmeyi öğrensinler.
Değerli okurlarım; ben mali işlerle ilgili uzman değilim. Ancak, tam 83 sayfalık THY bilançosunu satır, satır okudum. Bu bilanço acaba eskisi gibi TL olarak yayınlansaydı ne kadar zarar çıkardı diye satır aralarında bilgiler aradım. 
Şimdi buradan zararda iken USD karda iken TL’yi bilançolarla tüm kamuoyunu şaşırtan THY’nin bilançosunda gösterilen; “Yabancı para çeviri farkları değişim” rakamı olarak sunulan 795.001.243rakamının, aslında, THY’nin TL olarak zararı olup olmadığını buradan sormak istiyorum.
7 Mayısta THY Genel Kurulu var. Hamdi bey ve ekibi iyi hazırlansın, dersini iyi çalışsın, bu konuları onlara soracağım.
NOT/ THY’NİN PİLOT ALIMLARINDAKİ ÇİFTE STANDARTI. (Tıklayınız)

Exit mobile version