Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Türkiye’nin sivil havacılık güvenliğini güçlendirecek Savuran Projesi kapsamında yeni nesil yerli hava güvenlik sisteminin devreye alınacağını duyurdu. Sistem; kuş sürüleri, FPV dronlar ve yetkisiz insansız hava araçlarına karşı tam otonom, yapay zekâ destekli bir koruma mimarisi sunacak.
Havalimanlarında Kuş ve Dron Tehdidine Yerli Çözüm
Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü tarafından yürütülen projeyle, sivil havalimanları ve kritik tesislerde güvenlik standartlarının üst seviyeye taşınması hedefleniyor. Proje; tespit, teşhis, takip ve müdahale aşamalarını tek platformda birleştiren, tamamen yerli ve milli bir güvenlik altyapısına dayanıyor.
İki Ayrı Dron Sistemiyle 7/24 Hava Güvenliği
Savuran Projesi kapsamında geliştirilecek hava güvenlik sistemi, iki farklı dron modeli ile entegre çalışacak:
- Kuş Sürüsü Yönlendirme ve Uzaklaştırma Dronu
- Pist ve yaklaşma-kalkış koridorlarında kuş kaynaklı riskleri azaltacak
- Yüksek frekanslı ve ultrasonik akustik sistemlerle kuş sürülerini zarar vermeden uzaklaştıracak
- Tamamen ölümcül olmayan yöntemlerle operasyon yapacak
FPV Dronlara Karşı Müdahale Dronu
- Yüksek manevra ve hız kabiliyetine sahip olacak
- Otonom görev icra edebilecek
- Güvenli geri dönüş veya kendini imha gibi özel güvenlik özellikleri taşıyacak
- Yetkisiz dronlara karşı aktif ve anlık müdahale yapabilecek
- Her iki sistem de 7/24 kesintisiz görev yapacak şekilde tasarlanıyor.
Yapay Zekâ ile Tehdit Sınıflandırma
Savuran Projesi’nin en yenilikçi tarafını, yapay zekâ destekli sensör füzyonu altyapısı oluşturuyor. Radar, termal kameralar, optik sensörler ve RF vericilerinden alınan sinyaller tek çatı altında toplanarak gerçek zamanlı analiz edilecek.
Yapay zekâ algoritmaları sayesinde sistem:
- FPV dronları anında tanımlayacak
- Tehdidin derecesini sınıflandıracak
- Kritik durumlarda otomatik alarm verecek
- İnsan onaylı veya tamamen otonom müdahale gerçekleştirebilecek
Hedef: Türkiye’nin Kritik Tesislerinde Üst Düzey Koruma
Savuran Projesi yalnızca havalimanlarıyla sınırlı olmayacak. Enerji santralleri, askeri üsler, stratejik kamu tesisleri ve kritik altyapı noktalarında da kullanılabilecek.
Proje, Türkiye’nin savunma teknolojilerindeki yerli üretim kabiliyetini sivil alana taşıyan stratejik bir hamle olarak değerlendiriliyor.