THY/TEKNİK A.Ş NİN TETİKÇİLERİ

Geçen haftanın en önemli konusu, Teknik A.Ş deki sendika savaşlarında ilk atılmanın yaşanmış olmasıdır. Bu atılma İlker Aycı imzası veya bilgisi dahilinde yapıldıysa yandı gülüm keten helva. Çünkü bu THY yönetiminin, İlker Aycı’nın gelmesinden sonra değişmediğini ve hala aynı eski tas-eski hamam mantığında ilerlemeyi sürdürdüğünü üzülerek görmüş oluruz.
Bir gecede grev yasağı çıkartabilen, Hava-İş greve çıktığında tüm yasalara rağmen grev kırıcılığına devam eden ve mevcut sendikayı devirmek için akla hayale gelmeyen oyunlar oynayan ve sonunda sapsarı bir sendikayı THY çalışanlarının başına musallat eden yapıdan kurtulduk denirken, İlker Aycı yönetiminin de bundan aşağı kalmadığı görülmüş olur. İlker Aycı geldiğinden beri yaptığım ilk eleştiridir.  THY’nin Genel Kurulunda yüzüne karşı söylediğim gibi; eğer bu yazdığım yazıda kendine yapılmış haksızlık görüyorsa beni aramasını bekliyorum. Böylece, nelerin yanlış olduğunu daha net anlatabilirim. Kısaca buradan klavye kabadayılığı yaptığımı sanmayın.
Sevgili THY yöneticileri; Hamdi Topçu’nun bölüp parçaladığı bu şirketi siz isterseniz düzeltebilir ve tümüyle kaybolan aidiyet duygusunu tekrar kazandırabilirdiniz. Ancak, görülen o ki; kasıtlı yapmıyor ve kaostan beslenme yoluna gidiyorsunuz.  THY/Teknik A.Ş toplu iş sözleşmesi sürecine girdi. Bu süreç başlarken, Hava-İş yetkisini kaybettiğinden üç tane metal –iş sendikası ile çalışanlarınız baş başa kaldı. Her üç sendikada YASAL sendikalardır ve hangi sendikanın kendilerini temsil etmesine, çalışanlarınız karar vermelidir. Yasalarımıza uymayı düşünüyorsanız, BU BÖYLEDİR.
Siz ne yapıyorsunuz? Yasa dışı olarak işçilere aba altından sopa gösteriyorsunuz.  Çalışanınızın özgür seçimine saygı duymuyorsunuz.  İşçilerin özgürce sendikalarını belirlemelerine, yasa dışı yollardan (işten atılma ile korkutarak ve sayısız tehditlerle) engel oluyorsunuz, öte yandan yandaş sendikaları destekliyor ve yandaş medyanız vasıtası ile reklamını yaptırtıyorsunuz. Aslında iyi ve güçlü bir sendikadan korkmanıza gerek yok. Bu korkaklık, koskoca THY yönetimine hiç yakışmıyor.
Türk Metal-Çelik İş-Birleşik Metal sendikaları arasında olan rekabette, her nedense bir anda Türk Metal kenara çekiliverdi ve Birleşik Metal ile Çelik İş karşı karşıya kaldı. Türk Metal’i nasıl saf dışı bıraktınız bunu bilemem(!) ama Çelik İş’e yönelik tavrınız, tüm THY çalışanları tarafından biliniyor.
Sendika seçimi sizin işiniz değil. Size ne? İşçilerden ve sendikadan Korkunuz ne? Bakın, hala başkaları gibi şu sendika daha iyi görünüyor falan diye işinize karışmayacağım. Bu, sizin işiniz olmadığı gibi, benim işim de değil. Ben nasıl haddimi biliyorsam, siz de bilmelisiniz. Yasalara göre hareket etmeli ve kesinlikle taraf olmamalısınız.
Kusura bakmayın, ama, bu Birleşik Metal korkunuz, o sendikayı çalışanların gözünde daha da büyütüyor.
Çelik –İş veya Birleşik Metal olsun-olmasın destekle gizli emri THY yönetim kurulundan sözlü olarak çıkmış olması lazım. Aksi takdirde Teknik A.Ş’de hiçbir yönetici, şu sendika daha iyi, şu sendika daha kötü diye yorum yapamaz. Korkarlar sizden.
Teknik A.Ş’ nin üst yönetimine bir bakın. THY orijinli bir tek Ahmet Karaman’ı görürsünüz. Diğerleri; üçüncü sınıf şirketlerden gelmiş, hasbelkader torpille THY/Teknik A.Ş direk yönetici olarak girmiş tipler. Onlar siz ne derseniz, tamam efem, Yaman efem diyeceklerdir. Hani son THY genel kurulundan sonra abilerinin gitmesi ile şok olan bu kişiler sizin elinizi sıkmak için sıraya girmişlerdi ya işte onlardan bahsediyorum. Tanırsınız onları.
Ahmet Karaman Bey eski THY’li. Birlikte çalışmışlığımız var. “Ahmet Bey, bu sendika seçiminde lütfen taraf olmayın ve bırakın, çalışanlar kendi geleceklerini kendileri belirlesin” diye yaptığımız bir konuşmada, “Ben taraf olmam” dediğini yazmıştım. Şimdi çalışanlar, ‘bu nasıl tarafsızlık Sefa Bey?’ diye beni arıyorlar. Sizin adınıza özür mü dileyeyim? .Ne dersiniz? Ahmet Karaman Bey
Teknik A.Ş’de her geçen gün artan baskı nedir Ahmet Bey?
İlker Bey emretti biz de uyguluyoruz derseniz, size hak verebilirim. Vicdanla-cüzdan arasına girildiğinde, cüzdanın kazandığını maalesef çok gördüm. Bu nedenle sizi anlayabilirim. Şimdi içinizden ben hala taraf değilim derseniz, o yeni yetme genel müdür yardımcılarınızın kulaklarını çekin. Onlara, “size ne kardeşim. Haddinizi bilin deyin.” Onların işi uçak bakımlarını yönetmek ve Teknik A.Ş’yi kar ettirmek, iken, boylarını aşan işlere burunlarını sokmasınlar. Önce hangarı yönetmeyi öğrensinler. Hadi-Hadi-Hadi Beyler uçağın acele seferi var. Topuklayın bakalım  diyerek Teknik A.Ş yönetilmez.
Tuna Beken’in İş kazası sonucunda hayatını kaybetmesinin nedenini siz de ben de biliyoruz. Kimin eli kimin cebinde belli olmayan bir organizasyon yapısı var hangarlarda. Bu kazanın faturası kimseye çıkmaz. Ölenle ölünmez değil mi ama? Zaman her şeyin ilacı. Yakında bu iş kazasıda diğerleri gibi unutulur gider. Taki yenisi yaşanana dek…
İlker Bey sendika konusunda yazılı bir emir veremezsiniz. Bu nedenle olsa olsa sözlü olarak bir iki kişiye söylediyseniz bizim işçi düşmanı yöneticilerimiz,siz şu sendika olsa daha iyi olurdu diye kişisel bir cümle bile kursanız bunu büyütür ve kraldan çok kralcı olarak atılırsınız diyerek tehdit etmeye başlarlar. Bir nevi tetikçi oluverirler.
İşlerine baksınlar. Orada burada milleti köşelere sıkıştırıp, baskı yapmak onların işi değil.
Sevgili İlker Aycı;
BAKIN ŞİMDİ İŞTEN SENDİKAL GÖRÜŞ NEDENİYLE ÇIKARTILAN ARKADAŞIMIZIN HİKÂYESİNE
İsmi;  Gökhan Şar.2012 Şubat ayında işe girmiş bir teknisyen yardımcısı.
Havacılık aşkıyla dolu, ileride yetkili teknisyen olma hayalleri taşıyan,  TYP programını bitirerek ve mülakatlarınızdan geçerek işe aldığınız biri. 26 Haziranda işe geliyor ve yukarıda toplantı var hemen oraya çık deniyor. Oda çıkıyor. Konuşan kişi Çelik AŞ yi methediyor. Oda daha önce ağzı yandığından olsa gerek farklı düşündüğünü söylüyor ve konuşmacıya katılmadığını belirtiyor.  Buraya kadar yanlış var mı?  YOK.
Günlerden 29 Haziran; Bakım müdürleri Hasan Halil Usta bu arkadaşımızın yanına geliyor ve ‘sen ne yapmışsın be Gökhan… Buraya DİSK i getirmeye mi çalışıyorsun’ diyor.
Gökhan Şar; Hayır efendim sadece Çelik İş temsilcisi ile tartıştım diyor. Konu kapanıyor.
Günlerden 2 Temmuz; Akşam vardiyasına geliyor ve saat 16,15 de İnsan kaynaklarından aranıyor.  Tabii ki eline aşağıdaki kağıt tutuşturuluyor ve yallah kapı dışarı. Bu muymuş tarafsızlık. Neden dürüste gerçek nedeni yazamıyorsunuz? O gün mü bu kişi verimsiz olmuş? Ne tesadüftür ki, aşağıda göreceğiniz işten atılma tebliğinde yazan,”Hizmetinizden istifade edemiyoruz” suçlaması ile teknisyenin müdürünün buraya DİSK imi getirmeye çalışıyorsun sözcüğü ile çakışması ne ilginç bir tesadüftür. 
Bu nasıl vicdandır. Bu nasıl Allah korkusudur? Bu nasıl kul hakkı yemektir.
İlker Aycı Bey;
Bu işten atılan teknisyenin savunmasını aldınız mı?
Suçlu olduğunu nasıl belirlediniz?
Bu teknisyeni karşınıza alıp çok değerli zamanınızı verip birkaç dakika dinlemek ister misiniz? Yoksa ben koskoca yönetim kurulu başkanıyım ne muhatap olacağım mı dersiniz?
Bu teknisyen sadece görüşünü belirtti ve bu sizin için suçsa sizin yönetmeliğiniz de ihtar- kınama-üç yevmiye kesim- Kıdem terfi inin durdurulması gibi cezai maddeler var iken neden en büyük cezaya çarptırıyorsunuz?
Bu atılma olayı gözdağı verme biçiminiz midir? Bu atılma olayından sonra biz ne dersek o olur. Bunlar şimdi korkar diye mi düşündünüz? 
Cevap vermenize gerek yok. Siz ne yaparsanız ben nasıl olsa duyacağım. Size yakışanı yapın ve tüm Teknik A.Ş ye hitaben bildiri yayınlayın. TARAFSANIZ TARAFIM, TARAFSIZ İSENİZ TARAFSIZIZ DEYİN VE ÖYLEDE OLUN.  
Bu teknisyen de suç bulamazsanız onu insan kaynaklarına yollatıp eline verimsiz kağıdı sıkıştıran tetikçiyi bulun ve poposuna iki tekme atın lütfen. Bunu yaparsanız hayatımda ilk defa bir yöneticiye teşekkür yazacağım. 
LÜTFEN VE LÜTFEN ÇALIŞANLARI VİCDANLA CÜZDAN ARASINDA BIRAKMAYIN. BU DURUMDA MAALESEF CÜZDAN KAZANIYOR AMA BUNUN ACISI SİZDEN DE BİR ŞEKİLDE MUTLAKA ÇIKIYOR. BİLESİNİZ İSTEDİM.
belge

Exit mobile version