Uçak gemilerinin artan işletme maliyetleri ve birçok askeri görevin artık insansız hava araçlarıyla (İHA) gerçekleştirilebilmesi, ülkeleri daha esnek ve maliyet etkin çözümler olan “amfibi gemilere” yönlendirdi. Türkiye, bu alanda öncü adımlardan birini atarak, 2015 yılında TCG Anadolu Çok Maksatlı Amfibi Hücum Gemisi Projesi’ni başlattı.
Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nın ihtiyaçlarına yönelik geliştirilen ve Kasım 2024’te hizmete alınan TCG Anadolu, dünyanın ilk silahlı insansız hava aracı (SİHA) gemisi olarak tarihe geçti. Baykar tarafından geliştirilen Bayraktar TB3 SİHA’ların bu platforma entegrasyonu, Türkiye’nin deniz gücüne önemli bir operasyonel kabiliyet kazandırdı. TCG Anadolu, 40’tan fazla SİHA taşıma kapasitesiyle sınıfında dikkat çekiyor.
Bayraktar TB3 İçin Küresel Pazar Fırsatları
Türkiye’nin yanı sıra İspanya, İtalya ve İngiltere de insansız hava aracı taşıyan gemiler geliştiren ülkeler arasında yer alıyor. İspanya, TCG Anadolu ile benzer tasarıma sahip ESPS Juan Carlos I gemisine, Airbus üretimi SIRTAP İHA’yı entegre etmek için çalışmalar yürütüyor. İtalya ise ITS Trieste ve ITS Cavour platformları ile bu alanda öne çıkıyor.
İngiltere, Queen Elizabeth sınıfı uçak gemilerinde insansız hava aracı operasyonlarını test etmeye başladı. Amerikan yapımı Mojave İHA, HMS Prince of Wales gemisinde başarılı iniş ve kalkış testleri gerçekleştirdi. Ancak İngiltere’nin bu gemileri, TCG Anadolu’ya göre daha büyük ve tam teşekküllü uçak gemisi sınıfında yer alıyor.
Buna rağmen, Bayraktar TB3’ün kabiliyetleri ve performansı sayesinde, uluslararası pazarda önemli bir fırsat alanı oluştuğu değerlendiriliyor.
Asya’nın Sınırlı İlerlemesi
Asya’dan Güney Kore, ROKS Dokdo amfibi gemisinde Mojave İHA ile kalkış testi yaptı. Ancak kısa pist uzunluğu ve kalkış rampasının olmaması nedeniyle, geminin insansız hava aracı operasyonlarında rakiplerine kıyasla daha düşük performans göstermesi bekleniyor.
İran ise Şubat 2025’te Shahid Bahman Bagheri isimli dönüştürülmüş ticari gemiyi hizmete soktu. Ancak uzmanlar, İran’ın mevcut donanma yapısının açık deniz operasyonları için tasarlanmamış olması nedeniyle bu konseptin ülkenin stratejisiyle tam uyumlu olmadığına dikkat çekiyor.