PANDEMİNİN KAYBEDENİ: ÇALIŞANLAR

Değerli okurlar, geçtiğimiz haftanın en dikkat çeken olayı THY’nin, yetkili sendika Hava İş’i davet ederek bundan sonraki süreçle ilgili görüşmesiydi. Ancak yapılan toplantı sonrası “THY’nin teklifini yazılı olarak vereceğinin” açıklanması kafaları karıştırdı. Bir masa etrafında toplanan tarafların sürece ilişkin alternatifleri görüşmemesi gerçekten garip. En azından personel giderlerinde ne kadar bir indirim düşünüldüğü, bu indirimin işten çıkartma yoluyla mı yoksa ücretlerin azaltılması yöntemi ile belirleneceği herhalde konuşulmuş olmalıdır.

SENDİKACILAR KAYIPLARDA…

Garip olan diğer bir nokta, halka açık bir şirket statüsündeki THY’nin bu görüşme ile borsaya açıklama yapmaması. Salgının başlamasından sonra sadece 1 Nisan 2020 günü Kamuyu Aydınlatma Platformuna (KAP) bir açıklama göndermiş. O günden beri yaklaşık 70 gün geçmiş. Yeni hiçbir açıklama yok. Hatta uçuşların başladığı bile KAP’a bildirilmemiş. Demek ki, krize girip anahtarı asma noktasına gelen bir şirketin bu süreçte ne yaptığının yatırımcıların bilmesine gerek görülmemiş. “Siz boşverin, işinize bakın, biz ne yapacağımızı biliyoruz.” mantığı mı geçerli? Bunu geçtik diyelim,peki bu şirkete yıllarca emek vermiş ama şimdi eli böğründe, yüreği ağzında kaderini bekleyen binlerce çalışanı gelecekleri ile ilgili bilgilendirmek çok mu zor? Haa, bunu söylerken sendikanın sorumluluğunu atlamayalım. Biliyorsunuz sendika haftalardır ortada yoktu. Üyelerinin aylık ücretleri kuşa dönmüşken çok merak ediyorum sendikanın başkanı ve yönetim kurulu üyeleri maaşlarını, toplantı başı paralarını eksiksiz olarak almaya devam ettiler mi? Eee karantinada para lazım, buzdolabını doldurmak lazım… Bu arada, sendika yönetiminde yer alan uçuş kökenli yönetici ve temsilciler de adeta buharlaştı. Hadi Afşin Yelok beyi anladım, kooperatifçiliğe başladı, parkesi, seramiği, evyesi, bataryası derken işi çok. Kaba inşaat bitmiş ince işçiliğe sıra gelmiş.. Ya diğer arkadaşlara ne demeli?

KISA ÇALIŞMA ÖDENEĞİNİ ASLINDA SİZ ÖDÜYORSUNUZ…

Bu satırları yazarken Kısa çalışma Ödeneğinin ve işten çıkartma yasağının uzatılacağına ilişkin bir çalışmanın yapıldığı açıklandı. Diğer sektörleri geçelim, havacılığa bakalım. Bu süreç devam ederse, havayollarımız üç otuz paraya adam çalıştırmaya devam edecek. Havayolu çalışanları da “işten atılmayacağız.” diye sevinecek. Verilecek kısa çalışma ödeneği modelinin değiştirileceği söyleniyor. İster kısa çalışma ödeneği, ister ücretsiz izin parası olsun bu yardımı kim yapıyor? Devlet mi? Şirket mi? Bilemediniz, siz yapıyorsunuz. Yani kendi kendinizi finanse ediyorsunuz. İnanmıyorsanız bordrolarınıza bakın. “İşsizlik İşçi Primi” diye bir rakam göreceksiniz. Bu rakam, prime esas kazancın % 1’i kadar olmak üzere işçinin ücretinden kesiliyor. Brüt ücretiniz 22.072 TL’yi geçiyorsa ödeyeceğiniz prim 220.72 Tl oluyor. 50.000 TL de alsanız tavan rakam bu kadar. Bu hesaptan hareketle, tüm kaptan ve ikinci pilotlar ile kıdemli kabin amirleri bu tavana tabi… Yani, 10 senedir çalışıyorsanız, bugünkü rakamlarla ödediğiniz işsizlik sigortası payınız 220.72 TL X 120 ay= 22.072 TL… İşte bu paradan alıyorsunuz, kısa çalışma ödeneğini veya işsizlik parasını… Bakın kısa çalışma ödeneğini aylık 20 gün üzerinden, 3 ayın üstüne 3 ay daha alsanız 6 ayda alacağınız para en yükseğinden ve 20 gün üzerinden 3.000 X 6 ay = 18.000 TL… Yani kendi ödeneğinizi kendiniz finanse ediyor, bir de alacaklı kalıyorsunuz. Maaşınız düşük ve çalışma yılınız az ise, kendi ödemeleriniz yetmiyor, işveren katkısından da yararlanıyorsunuz. 1170 TL İşsizlik parası alıyorsanız, açık yüksek ücretliler için daha da açılıyor. Unutmadan, kısa çalışma ödeneği veya işsizlik parası aldığınız süreler, yarın işten çıkartıldığınızda alacağınız işsizlik parası hesabından düşülecek. Haa, işten atılmadınız veya işsizlik parası almayacak şekilde atıldınız, yıllarca ödediğiniz işsizlik sigortası paraları fona kalacak… Yüksek ücretlilerin düşük ücretlileri ve kıdemsiz çalışanları sübvanse ettiği bir sistem kurulmuş anlayacağınız.

THY PANDEMİDEN KARLI ÇIKTI.

Konumuza geri dönelim, 6 ay boyunca işsizlik parasını ve kısa çalışma ödeneğini İşsizlik fonundan karşılayan havayollarımızın, çalışanlarına kendi kasasından ödemek zorunda kaldığı personel giderini gerçekten merak ediyorum… Her krizde çalışanın hak edişlerine göz diken işveren anlayışı bu süreçte  personel giderlerinden ne kadar tasarruf ettiğini açıklasa da öğrensek. Bu arada tahliye ve kargo seferlerinin tam gaz devam ettiğini, 1 Haziran’da iç hatların başladığını gözardı etmeyelim. 11 Haziran’da da bazı dışhat seferleri başlayacak. Sistem güzel, çalışmayanları veya az çalışanları işsizlik fonu (aslında kendileri) finanse etsin, biz de operasyon yapan uçuş personeline ek birşeyler vererek çarkı döndürelim… Ayrıca Mayıs-Haziran aylarında aylık ücretlerin % 10’unu karşılayacağını açıklayan THY bakalım Temmuz-Eylül devresinde ne kadar katkı sağlayacak? Bakın 2020 yılının ilk 3 ayında THY’nin personel gideri 490 milyon dolar. Aylık yaklaşık 163 milyon dolara denk geliyor. Üstelik bu rakamın önemli bir bölümünü uçucuların uçuş paraları oluşturuyor. Bu hesaba göre, kabaca şunu söylemek mümkün. Mayıs ayında yapılan uçuşlar için uçuş personeline verilen paraların azaldığını dikkate almazsak THY’nin kasasından çıkan personel gideri 16-17 milyon dolara düşmüş demektir. Pandemi sürecinde yaklaşık 100’e yakın tahliye seferi ve yüzlerce kargo seferi yapıldığı gözönünde bulundurulduğunda  THY’nin bu işten karlı çıktığını söylemek çok da yanlış olmayacaktır.

YURTDIŞI PERSONELE AYRICALIK YAPILMASI VE EŞİTLİK İLKESİ

Tabii burada, maaşlarda yapılan % 90 indirimin yönetici tayfası için geçerli olup olmadığını bilmiyoruz. Geçtiğimiz günlerde İlker Aycı’nın, konuk olduğu bir Youtube kanalında ABD’den dönemeyen gazetecilerin sorusuna “New York Müdürümüz Cenk beye ulaşın” dediğini dikkate alırsak yurtdışı personelinin yerli yerinde olduğunu anlayabiliyoruz. Bunun dışında, Nisan başında yurtdışı personelin 1 ay süreyle yıllık izne çıkarıldığı, izni olmayanların veya yetmeyenlerin ise gelecek yıl hak ettikleri yıllık izinlerini kullanmış sayılacaklarını da ekleyelim. Hukuki mi, tartışılır. Ama sonuçta yurtdışı personeline gelecek yılın izinlerini kullandırarak aylıklarını ödeyen THY’nin aynı inceliği(!) yurtiçindeki personele göstermemesi ayrıca dikkate değer. Benzer şekilde yurtiçinde görev yapan çalışanların maaşını % 90 düşüren THY’mizin yurtdışındaki çalışanları için sadece % 55 indirim yapmakla yetindiğini de belirtelim.
Haftalardır yazıyoruz. İnsanların başı kesilmiş tavuk gibi ne yapacağını bilmez şekilde sağa sola koşuştururken yetkili sendikadan tık yok… THY ise; net, açık, şeffaf bir politika izlemediği için yarattığı kafa karışıklığını kar sayıyor. İşçilere eşit davranma ilkesi yerlerde… Herkes sosyal güvenlik uzmanı olmuş, maaşını anlamaya, uçanlar aralarındaki farkları çözmeye çalışıyor. Sonuçta işverene güvenmeyen, sendikayı zaten aramayan kırgın hatta kızgın, çaresiz bir çalışan grubu var karşımızda… 60 yaş üstü pilotları aklınca gözden çıkaran böylece havacılıkta en önemli zenginlik ve uçuş emniyetinin anahtarı olan tecrübeyi yok saymaya çalışan ticari bir anlayışla süreci götürmenin mümkün olmayacağını anlayacaklar da, dileriz iş işten geçmemiş olsun…
İşin özü, 3 ay daha işten atılmayacaksınız ama küçük rakamlara razı olarak yaşamınıza devam edeceksiniz. Belki, yeni yılda bu sıkıntı bitecek tekrar işinize döneceksiniz ama uzun bir süre de bu süreçte birken borçlarını ödemekle uğraşacaksınız. Patlayan kredi kartlarını temizlemeye çalışacaksınız. Ne diyeyim, birlik olmazsanız, hakkınızı koruyacak yeni bir çatı altında toplanmazsanız başınıza gelecek her türlü olumsuzlukta artık suçlu aramayın, aynaya bakın yeter…
 

Exit mobile version