İNSANLARIN GÜVENİNİ KAYBETMEK… ATLASZEDELERE DESTEK… ONUR AIR NEREYE GİDİYOR

sefa-inan-yenı-yazı

Bildiğiniz üzere Temmuz ve Ağustos aylarında sitemizdeki virüs nedeni ile 15-20 gün kadar sitemizi bakıma almıştık. Çünkü bir şekilde bulaşan veya bulaştırılan virüsü birçok uzman bulamadı. Sizlerin de bildiği üzere, sitemizi takip edenlerin karsısına ya bir robot resmi ya da yönlendirme linki çıkar olmuştu. Okurlarımızın çoğu haklı olarak virüs kendi bilgisayarlarına da bulaşır korkusu ile siteye girmez olmuşlardı. Bazı sabahları bizler de siteyi açamaz olmuştuk.  Bu aksaklıklara sizler de şahit oldunuz ve bizleri uyardınız.

Uzmanların tavsiyesi siteyi kapatıp yeni bir tema eşliğinde devam ettirme görüşü ağırlıklı idi. Yeni bir temaya geçerken sitemizdeki 29-30 Bin arasındaki haber ve köşe yazılarını tek-tek virüs kontrolünden geçirdikten sonra yerleştirmeyi tavsiye ettiler. Bu nedenle yeni bir tema alıp sitemizi virüs koruma çemberi altında haberleri tarayıp yerleştirmeye başladık. Çok fazla stres yaptım. Neyse ki 15-20 gün civarı kapalı kaldıktan sonra siteyi açabildik. Açtık açmasına ama hala toplam 29-30 Bin arası eski haberlerin ancak 5600 tanesini yerleştirebildik. Kısaca eski yazılar ve haberlerimizin yeni siteye transferi, virüs kontrol ve temizliğinden sonra, devam ediyor. Bu aşamaları sürdürürken, reklam veren firmalar geçmiş olsun inşallah kısa zaman içinde normale dönersiniz diyerek desteklerini sürdürdüler.

Sonuç olarak, çok hızlı bir ivmelenme ile yine havacılık haberlerinde sektör liderliğini tekrar sağlayabildik.   Desteğinizin devam ettiğini görmek, bizim doğru ve korkusuz habercilik anlayışımızın tuttuğunu gösteriyor. Doğru habercilik adı altında yayın yaparken tarafımıza Hava-İş sendikası tarafından yedi adet dava açıldığını ve bunların hepsini kazandığımızı biliyorsunuz.

Aslında Hava-İş sendikasının bize yönelik davalarında biz sadece malum sitenin Hava-İş sendikası aleyhine yazdığı tüm yazıları kopyalayıp savunma dilekçemize koyarak, bize bezdirme amaçlı saldıran Hava-İş sendikasının açtığı davaların art niyetli olduğunu ispat ettik.

Kısaca malum sitenin zamanında Hava-İş sendikası aleyhine yazdığı makaleler bizi kurtardı da diyebilirim. Hâkim, malum sitedeki Hava-İş sendikasına yönelik yazılan zehir zemberek yazıları okuyunca şaşırdı ve, “”Hava-İş sendikasının avukatlarına dönüp, Siz bu yazıları da dava ettiniz mi?” Diye sorduğunda, Hava-İş avukatları HAYIR dedi. Çünkü malum site Hava-İş ile bir şekilde uzlaşmış olsa gerek ki,  Hava-İş aleyhinde hiçbir haber yapamıyor. Umarım malum sitenin, Hava-İş ile barış çubuğu tüttürmesi menfaatlerine uygun olmuştur.

. Hâkimler;  Malum sitenin Hava-İş sendikasına yönelik ilk zamanlarda (anlaşamadıkları zaman diliminde) yazdıkları zehir zemberek suçlamalara ( dava dilekçesine malum sitenin yazılarını da koymuştuk) dava açmayıp sadece bizlere dava açmalarının nedenini sordular. Avukatları cevap veremedi  (Belki de açmışlar ama arabulucu döneminde vazgeçmiş kıvırmış, özür dilemiş de olabilirler.)
Yasalarımız gereği; Bize de arabulucu ulaştı ve mahkeme öncesi uzlaşmaya gidip gitmeyeceğimizi sorduğunda bizden biz yazdığımız yazıların arkasındayız diyerek arabulucuya menfi cevap vermiştik. Sonuçta,Hava-İş tarafından tarafımıza açılan tüm davalar lehimize sonuçlandı.

Kısaca;  Hava-İş, Atlas, Onur Air haberlerini maalesef sadece bizden takip etme durumundasınız

Sonuç olarak; Airlinehaber’in seviyeli eleştirilerine neden dava açılıyor mantığında bakarak tüm davaları bizim lehimize sonuçlandırdı.  Mahkeme masraflarının hepsini Hava-İş yani bir nevi THY çalışanları ödemiş oldular.  Hava-İş ve malum site yönetimi bu dersi, umarım ömür boyu unutmaz ve taraftarlıkları(!) devam ederek bize haber malzemesi olmaya devam ederler.

Değerli okurlarım; sektördeki hareket çok yavaş olduğundan bu hareketsizlikten bizde nasibimizi aldık. Her hafta ne yazalım derdine düştük. Bu haftada yine aynı durum söz konusu. Suya sabuna dokunan bir haber yok ki yorumlayalım.

Atlas Global’in iflası ve yüzlerce mağdurun işsiz güçsüz kalmasının yanı sıra tazminatlarını ve hak edilmiş alacaklarını bile alamamaları, yani düştükleri durumu görünce, nasıl böyle vicdansız olabiliyorlar diye şaşırdım kaldım. Bu nasıl bir ahlak anlayışıdır?

Çalışanın hakkını vermemek de neyin nesi oluyor yahu? Hırsızlığın bir başka versiyonu olsa gerek.

Düşünüyorum da; Örneğin ben hak yemişim. Borçlarımı ödeyememişim, çalıştırdığım kişilerin hak ettikleri maaşlarını, tazminatlarını vermemenin yanı sıra, üstüne üstük son model arabalar alıyor ve lüks villalar da yaşıyorum. İnanıyorum ki, ailem bile beni reddeder. Ailenin adını rezil ettiğimden başka, hem aileme hem de çevreme rezil olurum.

Kısaca; Ben çalışanlardan önce kendi ailemi rezil edeceğimi düşünürüm. Atlas Global çalışanları benim semtime gelecek ve evimin önünde hakkımızı ver diye bağırıp çağıracak… Eşim, oğlum, arkadaşlarım, akrabalarım ve konu komşuda duyacak. Mümkün mü bu? İNANILMAZ… Bu tür durumda kalan bir kişi ya intihar eder ya da neyi var neyi yok satarak ismini korur. Başka seçeneği yoktur.

Bakın tekrar söylüyorum. Öbür dünya değil, ben önce bugünüme bakarım ve böyle bir hak yemenin, bana ne kadar zarar vereceğini düşünür ve elimde imkân olsa bile yiyeceğim haktan vazgeçerim. Bu yaşıma geldim ne hak yedim ne de yedirdim. Üstüne üstük birde hak yiyenlerden hesap sorarak, işten atılacağımı bile bile binlerce mesai arkadaşımı ev ve araba sahibi yaptım.  İşte size iki ayrı insan profili… Biri hak arıyor diğeri ise hak yiyor..

İşin ilginç tarafı, ortalık Atlaszedelerle doluyken, bizler, Atlaszedelerin her hak arayışını, okurlarımıza çekinmeden sunarak onlara tam destek sağlarken, malum sitenin elini tutan mı oldu ki bir haber bile yazamadılar. Bu kadar taraflı yayıncılık olur mu?  Eyyyy malum site yönetimi; Utanmadan sıkılmadan nasıl yayıncılığa devam ediyorsunuz…
Okur kitleniz işverenler değil ki. Çalışanlar… Siz kendi okur kitlenizi değil birkaç işvereni koruyup nemalanmak için mi kuruldunuz? Tamam, mademki işverenleri koruyucu bir yayın anlayışınız var. O halde biz nasıl “çalışanlardan yanayız” diye spot atıyorsak, siz de “işverenlerden yanayız” diyerek spot atın ki, neyin ne olduğunu çalışan kesimdeki okurlarınız anlasın ve kazara sizin siteye girmesin.

Hiç haber yazamamalarının nedeni, Murat Ersoy’dan senelerce faturasız (elden aldıkları) reklam ücretlerinin karşılığını ödemek için mi yazamadılar diye düşünmeden edemiyorum. Sanırım Murat Ersoy’un maddi desteği hala devam ediyordur. Aksi takdirde sessiz kalmaz yazarlardı.

Benim kişisel görüşüm olarak; Murat Ersoy’un ruhsal yönden çöküntü içinde olduğunu gözlemliyorum.  Çünkü yaptığı bazı saçma atılımlar ruhsal çöküntü tanımıma uyuyor. Ayrıca tutarsız davranışlarda da bulunuyor. Hayal âleminde yaşıyor.
Örneğin; Aldığım duyumlara göre,  Murat Ersoy Kıbrıs’ta bir balık çiftliğini satın almak istemiş. Balık çiftliğinin sahibi henüz karar vermemiş ama ikide bir balıklar hastalanıyor diyerek, Murat Ersoy’dan maddi yardım talep ediyormuş. Murat Ersoy’da o balık çiftliğini almayı istediğinden, çiftliğin sahibine balıklar hastalanmasın diye para yolluyormuş. İflas eden ve çalışanlarına olan borçlarını bile ödemeyen veya ödeyemeyen bir kişinin, başında bir dolu sorun varken balık çiftliği ile ilgilenmesine ve çiftliğin henüz mülkiyetini eline bile geçirmeden yardımda bulunmasına ne denir bilemiyorum.

Şimdide Gelelim Onur Air’e .   

Bu şirket de malum sitenin kankası. Aslında malum sitenin amacı haber yapmak değil. Arada bir asparagas veya magazinsel haberleri yapıyor olsalar da amaç bu değil. Amaç sadece para kazanmak. Atlas-Onur olmasa sadece Hava-İş’in desteği yeterli olmayabilir.

Hatırlayacağınız üzere ONUR AIR ile ilgili birkaç haber yapmış ve son durumunu gözler önüne sermiştim. Son zamanlarda içine kapanmış bu şirketimiz bence bitmiş durumda. Çalışanların haklarının yenmesi bu şirketimizde de mevcut. Her an Atlas Global’in haline dönmesi an meselesi. Şimdilik sektörün en zayıf halkası.

Başında Cankut Bagana olmasa çoktan kepengi kapatırdı. Böyle bir durumda üzüleceğim tek konu çalışanlar olacaktır. Malum, bu dönemde iş bulmak zor. Bu nedenle keşke bir sihirli el değse de, eskisi gibi güçlü Onur Air olsa, da yüzlerce kişiyi işsiz güçsüz bırakmasalar.

Aslında Onur Air gibi bir şirket bu durumlarda düşmemeli idi. Ne zaman ki Cankut Bagana hayatının en büyük hatasını yaptı, Teoman Tosun isimli birkaç şirket batırmış bir Zat-ı Muhteremi genel müdürlüğe getirdi ve sonun başlangıcına imza atmış oldu.

Yönetim kadrosu, sektörden elini eteğini çoktan çekmiş tiplerden müteşekkil. SHGM ve EASA Part-145 yetkili uçak bakım hangarı ile içlerinde çalışan bir Şükrü Can vardı o da gidince damdazlak kalıverdiler.

Cankut Bey, zamanında PEGASUS tarafından teklif edilen rakamı kabul etmiş olsaydı, Onur Air bu durumlara düşmezdi sanıyorum. Şimdi artık çok geç.   Onur Air’e sihirli bir el değmezse,iflastan kurtulabilmeleri çok zor.

Exit mobile version