Değerli Okurlar;
29 Ekim… özgürlüğün, eşitliğin ve ulusal iradenin simgesidir. 1923’te ilan edilen Cumhuriyet, milletimizin en değerli mirasıdır. Her yıl bu günde, geçmişin fedakârlıklarını anarken, geleceğe dair sorumluluğumuzu da hatırlıyor. Cumhuriyet, her karanlıkta yolumuzu aydınlatan bir ışık, bir umut kaynağıdır. Mustafa Kemal Atatürk’ün gösterdiği hedefler doğrultusunda demokrasiyi ve özgürlüğü korumak, hepimizin görevidir. Bu bilinç, gelecek nesillere bırakabileceğimiz en değerli mirastır.
Ama Cumhuriyetin ışığı, sorumluluklarımızı hatırlamakla anlam kazanır. Geçen yıl TUSAŞ’ın Kahramankazan’daki kalbinde yaşanan patlama, beş canımızı bizden aldı. Bu beş umut, beş hayal, Türkiye’nin gökyüzüne uzanan elleriydi. O gün, ülkemizin geleceğe dair inancı da hedef alınmıştı. Düzenlenen anma töreninde bir kez daha görüldü ki; terör, ne bu ülkenin iradesini kırabilir ne de hatıralarımızı silebilir. Şehitlerimiz, TUSAŞ’ın her yeni uçağında, her yeni uydu projesinde yaşamaya devam ediyor. Unutmak, ikinci bir kayıptır.
Bu hatırlatmaların ışığında, Türkiye’nin havacılık sektörü de ekonomik geleceğine yön veren bir alan olduğunu da unutmamak gerekiyor. Dünyanın en yaygın motor üreticilerinden CFM International, CFM56 ve LEAP motor serileriyle bu geleceğin temel taşlarından biri. Fakat, hiçbir teknoloji kusursuz değildir. CFM56 motorları, özellikle eski modellerinde fan blade çatlamaları, yakıt verimliliğinde beklentilerin altında kalma ve belirli RPM aralıklarında titreşim gibi sorunlarla karşılaştı. Günümüzde ise bu motorlar binlerce uçuş saatine dayanabilecek kadar güvenilir olsa da yaşlanan motorlarda kanat ve kompresör aşınması, yağ sızıntıları ve artan bakım maliyetleri gibi sorunlar devam ediyor.
LEAP serisi ise daha modern, verimli ve çevre dostu bir teknoloji olarak karşımıza çıkıyor; fakat yeni teknolojinin getirdiği bazı operasyonel zorluklar da mevcut. Ultra düşük kükürtlü yakıt kullanımıyla ortaya çıkan yakıt enjeksiyon tıkanmaları, kompozit fan kanatlarında mikro çatlak riskleri ve FADEC kontrol yazılımında yaşanan sorunlar, motorların ilk yıllarında dikkat edilmesi gereken başlıca noktalar. Özellikle sıcak ve tozlu bölgelerde motor aşınması daha hızlı olabiliyor ve yedek parça tedarikinde gecikmeler yaşanabiliyor. Buna rağmen, yüksek teknoloji ve yakıt verimliliği uzun vadede havayolları için önemli avantajlar sağlıyor.
2025 itibarıyla CFM56-5B ve -7B motorlarının liste fiyatları yaklaşık 10 milyon dolar civarında iken, LEAP-1A ve 1B motorları 12 milyon dolar seviyesinde. Bu fiyatlar, toplu alım anlaşmaları ve bakım sözleşmeleri ile havayollarına daha avantajlı hâle gelebiliyor. Örneğin, Ryanair’in 350 adet CFM56-7B motoru için toplam maliyeti yaklaşık 3.7 milyar dolar iken, BOC Aviation’ın 100 adet LEAP-1B motoru yaklaşık 2 milyar dolara tekabül ediyor. Motorların liste fiyatları, sahip olma maliyetleri ve operasyonel verimlilik göz önünde bulundurulduğunda havayolları için çok önemli kritik bir yatırım unsuru olarak öne çıkıyor diyebiliriz.
Türkiye’nin Milli Bayrak Taşıyıcısı Türk Hava Yolları, 225 uçaklık dev Boeing anlaşması ile havacılıkta hem filosunu güçlendirmeyi hem de teknolojik dönüşümü hızlandırmayı hedefliyor. 75 adet B787-9 ve B787-10 ile 150 adet 737-8 ve 737-10 MAX uçağını kapsayan anlaşmada, motor tedarikçileri olarak CFM International, Rolls-Royce ve GE Aerospace ile görüşmeler sürüyor. 737 MAX için LEAP-1B motorlarının liste fiyatı 14,5 milyon dolar civarında. THY’nin toplam motor maliyeti, yalnızca liste fiyatları üzerinden hesaplandığında 6,525 milyar dolara ulaşıyor. Ancak yeni nesil motorlar, daha düşük yakıt tüketimi, daha uzun bakım aralıkları ve düşük arıza oranları ile uzun vadede toplam sahip olma maliyetlerini azaltıyor.
Türkiye’nin havacılık sektörü, bir yandan küresel rekabette söz sahibi olurken, diğer yandan Cumhuriyetin ışığını gökyüzüne taşımaya devam ediyor. Unutmayalım ki, cumhuriyet ve özgürlük uğruna atılan adımlar kadar, geleceğe yapılan yatırımlar da son derece değerlidir. TUSAŞ’ta hayatını kaybeden mühendislerden THY’nin yeni nesil motorlarına kadar her detay, bu sorumluluğun bir parçasıdır.
Cumhuriyet, gökyüzünde yükselen her uçakta, her yenilikçi projede ve her genç mühendisin kararlılığında yaşamaktadır. 29 Ekim, geleceğimizi de düşünmemiz gerektiğini hatırlatan bir gündür. Cumhuriyetin ışığı, teknoloji ve insan emeğiyle birleştiğinde, Türkiye’nin ufkunu aydınlatan bir rehber hâline gelir. İşte bu nedenle, hem tarihimize sahip çıkmalı hem de geleceğe yatırım yapmayı sürdürmeliyiz.
Tüm havacılara güvenli ve huzurlu bir hafta dilerim.
