Bangladeş’in Kuvvet Hedefi 2030 programı kapsamında, T129 ATAK taarruz helikopterleri ve diğer Türk savunma sistemleriyle hava saldırı ve caydırıcılık yeteneklerini güçlendirme planları sürüyor.
Bangladeş, hava muharebesi kabiliyetlerini modernize etmek amacıyla Türkiye’den altı adet T129 ATAK taarruz helikopteri tedarik etmeyi planlıyor. Bu hamle, ülkenin Güney Asya’daki stratejik konumunu güçlendirme ve Hindistan, Çin ile Myanmar sınırındaki güvenlik dinamiklerine yanıt verme yönündeki kararlılığını ortaya koyuyor.
T129 ATAK, Türk Havacılık ve Uzay Sanayii (TUSAŞ) ile Leonardo iş birliğiyle geliştirilmiş, çift motorlu, tandem koltuklu bir taarruz helikopteri. 281 km/s azami seyir hızı, 537 km muharebe yarıçapı ve 4.572 metrelik hizmet tavanı ile sıcak ve yüksek bölgelerde silahlı keşif, yakın hava desteği ve karşı ayaklanma operasyonları için optimize edildi. Helikopterin silah sistemleri arasında 20 mm top, 70 mm roketler, UMTAS ve Spike-ER tanksavar füzeleri bulunuyor.
Bangladeş, daha önce Bayraktar TB2 İHA’ları, Roketsan TRG-300 Kaplan roketleri, Hisar-O+ hava savunma sistemleri ve MKE Boran obüslerini tedarik ederek Türkiye ile kapsamlı bir savunma iş birliği geliştirdi. T129 ATAK alımı, bu modernizasyon çabasının kritik bir parçası olarak, BAF’ın Chittagong Tepeleri ve doğu sınır bölgelerinde hassas vuruş gücünü artıracak.
Müzakereler, pilot eğitimi, simülatör kurulumu ve bakım altyapısı ile entegre edilecek. Türkiye, Bangladeş’e yaklaşık 600 milyon dolar değerinde kapsamlı savunma iş birliği teklifi sundu. Bu anlaşmanın, hem yerel üretim ve teknoloji transferini artırması hem de Bangladeş’in operasyonel özerklik kazanmasını sağlaması bekleniyor.
T129 ATAK tedariki, Bangladeş’in Kuvvet Hedefi 2030 vizyonu kapsamında çok boyutlu modernizasyonu tamamlayacak ve Güney Asya’daki caydırıcılık duruşunu güçlendirecek. Helikopterlerin ilk teslimatlarının 2027’de yapılması, tam operasyonel kapasiteye ise 2028-29 yıllarında ulaşılması öngörülüyor.
Bu potansiyel anlaşma, Ankara ile Dakka arasında stratejik savunma ortaklığını derinleştirirken, Bangladeş’in Batı ve Rusya tedariklerine bağımlılığını azaltarak, Türkiye, Pakistan ve Çin’i kapsayan çok vektörlü bir savunma diplomasisine geçiş sinyali veriyor.