Havacılık sektörü Avrupa’da geçtiğimiz yıl adeta kaos yaşadı. Rötarlar, gecikmeler, havalimanlarında telef olan yolcular…
Ülkemizde uzun uçuş yapan tek havayolu THY, bu durumdan darbe yemedi çünkü büyük bir marka ve geniş operasyonel icra eden bir şirket. Havayolunun iç hatta beklentisi yıllardır yok. Şirket iç hatta kar bile etmiyor uzun yıllardır.
Ama dar gövdeler bu süreçte eleştirilerin odağında oldu. Özellikle dar gövde uçan Pegasus Hava Yolları ve geçen sene yanlış zamanda ve plansız kurulan AJet bayağı yıpratıldı. Havayolunun 1 Nisan gibi yoğun dönemde değil de kışın kurulup yoğun döneme hazırlanması gerekiyordu.
Sonuçta bu başarısız operasyondan sonra şirket düze çıktı. Şimdi havayolu zirveye oynuyor. Tüm operasyon ekibinin keyfi yerinde. Hatta AJet o dönemde muhalefetin bile ağzına sakız oldu.
Geçen sene Avrupa Futbol Şampiyonası ve Paris Olimpiyatları vardı. Bu nedenle Avrupa hava sahasında sıkıntı yaşandı. Bu müsabakalara o kadar çok özel jet geldi ki, hava trafiği sıkıştı. Her popüler futbolcunun özel jeti var ve ailelerini maça getirdiğini düşünün. Öyle bir durumdu. Hava trafiğini kullanmak mümkün değildi. AJet’te tam bu zamanda kuruldu ve elinde olmayan durumlardan dolayı rötar ve gecikmelerle anıldı.
Havacılıktan anlamayan muhalif siyasetçiler yeni kurulmuş ve ülkemizin ‘Barış Elçisi’ konumundaki havayolunu yıpratmak amaçlı şirkete gereksiz şekilde yüklendiler.
Benim gözümde AJet bir ‘Barış Elçisi’ konumunda. Neden mi? Havayolu nereler uçuyor bir bakın anlarsınız. Şam, Gence, Nahçıvan, Priştine, Bosna Hersek, Tuzla, Üsküp… Hepsinin ayrı bir hikayesi var emin olun. Tarihe bir bakarsanız havayolunun rotaları size gerçekleri anlatır.
Havayolunun barışa koştuğunu yakın zamandaki rotalarda da göreceksiniz…