ABD Savunma Bakanlığı, Colorado merkezli teknoloji şirketi Radia ile dünyanın en büyük kargo uçağını geliştirmek için stratejik bir iş birliği başlattı. ‘WindRunner’ isimli dev uçak, Boeing 747’nin tam 12 katı kargo hacmine sahip olacak şekilde tasarlanıyor.
New Scientist’in haberine göre, başlangıçta ABD’deki rüzgar enerjisi projeleri için geliştirilen WindRunner, artık askeri ve insani yardım operasyonları için de değerlendirme sürecinde. ABD Savunma Bakanlığı, bu dev platformun çeşitli lojistik ihtiyaçları karşılayıp karşılayamayacağını analiz etmek üzere Radia ile bir mutabakat sağladı.
Boeing 747’nin 12 Katı: WindRunner Teknik Özellikleriyle Şaşırtıyor
WindRunner’ın tasarım hedefleri arasında 108 metre uzunluk, 80 metre kanat açıklığı ve 72 bin 575 kilogram maksimum yük kapasitesi yer alıyor. Bu ölçüler, onu yalnızca ABD’nin değil, dünyanın da en büyük kargo uçağı yapma potansiyeli taşıyor.
Radia’nın savunma alanından sorumlu başkan yardımcısı Kenneth Bibb, uçağın çok amaçlı kullanım imkanına dikkat çekiyor:
“Kısa ve asfalt olmayan pistlere iniş yapabilme özelliği sayesinde, WindRunner doğal afetler, insani krizler ve çatışma bölgelerinde operasyonel esneklik sağlayabilir.”
F-16 Taşıyabilecek Kapasitede
ABD ordusu, WindRunner’ın yalnızca türbin kanatları gibi büyük sivil yükleri değil, aynı zamanda F-16 savaş uçakları gibi ağır askeri kargoları da taşıyıp taşıyamayacağını değerlendiriyor. Bu kapsamda, Radia ile geliştirilen platformun farklı operasyon senaryolarında nasıl performans göstereceği üzerine çeşitli testler ve analizler yürütülüyor.
Şirketin kurucusu ve CEO’su Mark Lundstrom ise şu açıklamayı yaptı:
“WindRunner, dünyanın en büyük yüklerini, ulaşılması en zor noktalara taşıma yeteneğine sahip. Bu iş birliği, ticari havacılık teknolojisinin askeri uygulamalara nasıl entegre edilebileceğini ve bunun ulusal savunmaya olan katkılarını ortaya koyuyor.”
ABD Ordusundan Henüz Finansman Desteği Yok
Her ne kadar Radia ile teknik iş birliği kurulmuş olsa da, ABD ordusu henüz WindRunner’ın geliştirilmesi için doğrudan finansman sağlamış değil. Ancak proje, ABD Savunma Bakanlığı’nın gelecek dönemdeki stratejik lojistik planlarında önemli bir rol oynamaya aday.