featured

“ THY ZARARDA” – “YÖNETİCİLER KARDA” – “İŞÇİLERİ İSE HİÇ SORMA”

26 Mayıs 2014 Pazartesi
Yazımın bu başlığını okuduğunuz zaman sakın hemen hemen hepimizin hoşlandığı ve genelde tasvip etmememe rağmen çok az da olsa benim de zaman zaman yer verdiğim magazin ve sataşma içerikli bir konu sanmayın. Her ne kadar bizim toplumumuzda magazin içerikli yazılar çok okunsa da bilhassa çalışma hayatımızla ve sektör el değerlendirmeler ile ilgili konuların çok daha önemli olduğunu düşünüyor ve sıklıkla yer vermeye çalışıyorum.
Çünkü, internet ortamında yayın yaptığımızdan, seneler sonra bile yazının bulunup okunması mümkün oluyor. Bin bir emekle, kendi bilgi ve deneyimimin yanı sıra ve birçok uzman kişiye danışarak yazmaya çalıştığım yazıların çalışma hayatımıza yararlı olmasının yanı sıra gençlerimizin ve öğrencilerin sektörde yaşadıkları kaynak sıkıntısına bir nebzede olsa katkı sağladığını geri dönüşümlerden anlıyorum. Bir köşe yazarı olarak bundan daha büyük bir mutluluk olamayacağını belirterek, bu haftaki konu olarak seçtiğim THY’nin dünü-bugünü ve yarınına yönelik gerçek verileri yorumlamaya çalışacağım.
Tabii ki konuya hâkim okurlarım yorumlarla destek veya eleştirilerini yapabilirler.
Bir şirketin bilançosu o şirketin gerçek durumunu gösterir. Medyada atıp tutmak, uçak sayıları, uçulan hatlar, ortaklıkları ile övünmek işin kolay yanını oluşturur. Bir şirkete yatırım yapılabileceğin kararını, şirketin bugününü ve yarın olabilecek tehlikeleri bilanço analizleri ile görüp müşterisine yön veren bir dolu profesyoneller bulunmaktadır.
Her ne kadar THY’nin genel kurullarını kaçırmamaya özen gösteren ve genel kurula gitmeden önce, konuşulan konuları anlamak ve bilançolardaki görülebilecek yerleri özümseyerek eleştirebilmek için mutlaka dersimi çalışırım. Bunun yanı sıra sendika ve derneklerin bilançolarını anlayabilmek, büyük bir şirkete nazaran daha basittir. Dolayısıyla, THY gibi büyük bir şirketin bilançosunu tam olarak anlayıp eleştirmem mümkün değil. Halka açık şirketler her üç ayda bir çeyrek bilançolarını yayınlar ve sene sonunda ise tüm seneyi kapsayan bilançoları eşliğinde genel kurula giderler.
Her üç ayda bir verilen bilançolarla yine bir önceki senenin aynı dönem bilançolarını incelediğinizde, geçmiş yıla göre olan farklılıkları görebilmemiz mümkün olmaktadır. Kısaca, şirketin bilançolarını takip edenler o şirketin gerçek durumunu ve yarınını kestirebilmektedirler. Medyamız haber ağırlıklı olduğundan, THY’nin 2014 yılı ilk çeyrek bilançosunu yayınladığını ve en fazla karda mı zararda mı olduğunu yazarak geçiştirirler. Bu tür analiz yazılarını, şimdilerde medyada göremediğimiz AKŞAM gazetesinden Tolga Turgut zaman zaman yazdığı olurdu. Tolga Bey, neredeyse bir seneye yakın bir zamandır yazı yazmayı bıraktığından beri medyamızda bu tür uzmanlık içeren konuları irdeleyip yazıya dökecek bir Allah’ın kulu kalmadı.
Haber ve yorum yapmak ayrı konulardır. Havacılık medyası henüz oturmuş olmadığından olsa gerek, yazılı medyada THY’nin zarar veya karlılığı kısa yoldan geçiştiriliyor. Bu nedenle milyar dolarlık ciroları ile Türkiye’nin en büyük şirketlerinden biri olan THY gibi dev bir şirketin üç aylık verileri bile sadece haber olarak kalıyor.
THY zarar ettiyse neden etmiş. Kar ettiyse bu karlılığı nasıl yakalamış, gelecekteki riskler nelerdir konularını irdeleyen yok.
Geçen hafta içinde bu tür bilançolarda uzmanlaşmış mali müşavir arkadaşlarımla THY’nin 2014 ilk üç aylık verilerini inceledik. Bu haftaki yazım halloldu diye sevinirken bir anda Soma’daki 301 vatandaşımızın ölümüne sebep olan trajik kaza meydana geldi. Bu konudaki en önemli nokta denetim yetersizliği olduğundan havacılığımızla birlikte denetimin ne kadar önemli olduğunu ve kazaların en önemli nedenlerinin başında denetimsizlik olduğunu belirten bir yazı yazmanın daha mantıklı ve önemli olduğunu düşünerek, Soma ve Denetim başlıklı bir yazı yazarak şu anda okumakta olduğunuz yazıyı ertelemiştim.
THY’nin 2014 ilk çeyrek bilançosunda ilginç noktalar önem arz etmektedir.
Öncelikle bu yazıdaki bilgileri sizlerin de incelemesi için THY’nin ilk üç aylık verilerinin olduğu sayfanın linkini vermek istiyorum.
http://investor.turkishairlines.com/tr/mali-veriler/ceyreklik-sonuclar.
Bu irdelediğimiz bilanço THY’nin 01 Ocak-31 Mart 2014 dönemine ilişkindir.
Mevcut raporda ortaya konmuş olan verilerin içinde T.H.Y. A.O. ve %100 iştirakleri olan THY Teknik A.Ş., THY HABOM A.Ş., THY Aydın Çıldır Havalimanı İşletmesi A.Ş. yer almaktadır. Bunların dışında THY’nin ortak olduğu kuruluşların kar/zarar durumları yine bu raporda görülebilmektedir.
Linkini verdiğim bilançoda “Vergi Öncesi Zarar” 2013 yılının ilk çeyreğinde 27 milyon TL iken 2014 yılında çok büyük bir yükselişle 302 milyon TL’ye çıkmıştır. Yani bu yıl ilk çeyrekteki zarar 2013 yılına göre ONBİR kattan daha fazla olmuştur.
Bu yüksek zarar dönemine ait en büyük gider olan yakıt fiyatını incelediğimizde bir önceki senenin aynı dönemine göre bir maliyet artışı raporda yer almamakta hatta bir miktar düşüş olduğunu görebilmeniz mümkün. Yani THY’nin kontrolü dışında bir maliyet artışı mevcut değildir.
Bu durumda sizler gibi benimde bu yüksek oranda zararın sebebini bazı yönetimsel karar ve uygulamaların ya da değişikliklerin olduğuna vermem sanırım yanlış bir yorum olmayacaktır. Aksi halde ONBİR kattan fazla zararın artışını normal bir sonuç olarak görmemiz gerekir.
Yakın dönemde THY’nin çok sayıda uçak satın aldığını hepimiz yakından takip ettik. THY bu uçakların Boeing, Airbus- finansmanını yurtdışından sağlamak zorundadır. Kar edemediği takdirde, gerek kredi bulmakta, gerek de bu kredilere uygulanacak faiz oranları açısından olumsuz yönde etkilenecektir. Bu da THY’ye ek finansman yükü getirecektir. Buna ilave olarak bu uçaklar için yapılacak ön ödemeler için nakit para şart olmaktadır. Kısaca, büyümeyi sağlıklı bir biçimde gerçekleştirmek için kar etmek zorundadır. Oysa durumu incelediğimizde durumun hiç de iç açıcı gözükmediği görülüyor.
2014 yılının ilk çeyreğinde THY, “Satış Gelirlerini dolar bazında %15 artırırken, “Satışların Maliyetini ise %18 oranında artırdığını görüyoruz. Yani, maliyetleri satış gelirlerinden fazla artmıştır. Bu %3 lük fark çok yüksek rakamları ihtiva etmektedir.
İşte artan maliyet kaynaklarından birkaç örnek:
2013 ilk çeyreğe göre 2014 yılı ilk çeyreğinde THY’nin uçuş sayıları ve filo büyümesi gerçekleştiğinden gelir ve giderin artması normaldir. Ancak kar etmek için gelirin giderden fazla artması gerekirken THY’ de tersi oluşmuştur.
Yer Hizmetleri: %16, İkram Giderleri:%29, Bakım:%55, Diğer Giderler ki içeriğini bilemiyoruz: %27. İniş, Kalkış ve Yönlendirme:%27, Kısa Vadeli Kiralama:%159. Bunların yanında en büyük gider kalemi olan Yakıt:%15 ve ikinci en büyük gider kalemi Personel:%3 oranında artmıştır. (Bkz: Sayfa 40.)
Aslına bakacak olursak, THY iştiraklerini yani ortak olduğu şirketlerini, maliyet yapısını düşürmek için kurmuştu. Ancak görüyoruz ki bizzat kendi kurduğu iştiraklerin THY’ye yaptığı satışların THY için maliyeti, elde edilen gelirden daha yüksek oranda seyretmektedir. Bu sonuç da iştiraklerin THY ye kambur olduğunu göstermektedir.
Finansal tablolara baktığımızda Cari Oran, yani kısa dönem alacaklarının kısa dönem borçlarını karşılama oranının 0,68 olduğunu görüyoruz. Bu da alacakların borçları karşılayamadığının bir göstergesidir. Bu Oran’ın, 1’in altında olması kötü bir durum arz etmekle birlikte geçen senede aynı durumla karşılaşılması sorun teşkil etmeye devam edildiğini gösteriyor.
Mevcut durumda görülen odur ki, THY’nin Sermayesinin 3 katı kadar borcu var. Bu sonuç, THY’nin büyümesini hep borçla yürüttüğünü gösteriyor.
Şimdi diyeceksiniz ki; Peki borçlanıp büyürken para kazanamıyor mu?
Bunun için EBITDA* -( Earnings Before Interest, Taxes,Depreciation and Amortization) kelimelerinin baş harflerinden oluşan bir kısaltmadır – ya bakmamız gerekir. Ancak oradaki durumun daha da vahim olduğunu gözlemleyebiliriz. Geçen yıla göre bu oranın daha kötüye gittiği görülüyor. EBITDA %6,9’dan %4,1’e düşmüş. Kısaca bunu basitçe anlatmak gerekirse, THY’nin 100 birim satıştan ödeyeceği faizler öncesi kasasına 4,1 birim nakit kalıyor. Bunu da faize ödeyince boşa çalışılmış olunuyor. Yani, yapılan yatırımların anaparasını bile ödeyemez anlamına geliyor.
Bu durumu siz değerli okurlarıma daha net açıklamak gerekirse; THY yatırım yapmasa daha iyi olacak. Çünkü para kazanamıyor. Umarız önümüzdeki çeyreklerde daha iyi bir performans gösterir ve bu kötü gidişata dur diyebilirler.
Geçen yıl her 100 satışın 87,8’i maliyet iken, bu yıl 100 satışın 90,1’inin maliyet olduğu görülmektedir. Yani maliyetler %2,3 artmış ve maliyet artışı satışlara yansımamış. Bunun yanı sıra, genel giderler de eklenince zaten ortada kar kalmıyor. Kısaca, her 100 birim satıştan 3,9 zarar etmiş görünüyor ki geçen yıl bu zarar 1,9 idi.
Ayrıca; toplamda arz edilen koltuk km başına gelirde %8 düşüş var. Gecen sene 7,55 dolar cent iken bu sene 6,96 dolar cente düşmüş görünüyor. Buna karşılık gider %3 azalmış olup, 8,25 dolar cent’ten7,96 ya gerilemiştir. Gider kaleminde ise yakıt bu sene gecen seneden daha ucuz olmakla birlikte personel gideri düşüş göstermiştir. Diğer kalemlerde ise artış bulunmaktadır.
Yani THY iyi yönetilemiyor.
Finansman giderlerinde de yüksek artış var. Kur farkını hesaba katmasak bile geçen yıl 54 milyon olan finansman gideri 84 milyona çıkmış. Yani şirketin durumu finansman maliyetlerine de yansımış.
Şimdi sizlerin ilgisini çekecek yönetici giderlerine bir bakış atalım: THY kazanmasa bile yöneticilerinin kazandığı bir gerçek.
Personel maliyet artışı %3 ama yöneticilerin ki çok daha yüksek seyretmiş.
Gecen sene ilk 3 ayda brüt 1.538.769TL olan Yönetim Kurulu, Genel Müdür ve Genel Müdür Yardımcıları ücret giderleri 2.516.803TL’ye yükselmiş.
Üç ayda tüm yönetim kurulları ve genel müdür ve yardımcıları geçen seneye nazaran 1 Milyoncuk kadar fazla almışlar(Eski para ile bir trilyon TL).
Bu arada, THY Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Topçu bu görevine ilave olarak TUSAŞ Yönetim Kurulu Üyeliği, Türkiye Futbol Federasyonu Denetim Kurulu Başkanlığı yapıyor. Bunlar THY iştiraki değil ancak; bunlara ilave olarak THY Teknik A.Ş., THY DOCO İkram Hizmetleri A.Ş., TGS Yer Hizmetleri A.Ş., THY OPET Havacılık Yakıtları A.Ş., THY HABOM A.Ş. ve THY Aydın Çıldır Havalimanı İşletme A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanlığı görevlerini sürdürmektedir. Allah yürü kulum demiş.
Hamdi Beyimize nazar değmesin. O kadar çok Yönetim Kurulu Başkanlığı görevi var ki yazarken bile elim yoruldu. Bu sadece üç ayda verilen 2.516.803 TL’nin ne kadarını alıyor o belirsiz.
Temel Kotil içinde aynı durum söz konusu. Temel Kotil Bey hem genel müdür hem de yönetim kurulu maaşını birlikte alıyor gibi görünüyor. ( THY’nin son genel kurulunda Hamdi Beye THY’nin dışında diğer kuruluşların yönetim kurulu başkanlığından da ekstra ücret alıyor musunuz diye sormuş ve cevap alamamıştım.)
Sonuç olarak; İşler gördüğünüz gibi pek de iyi görünmüyor. İşçi ücretlerinde son derece düşük meblağlar ödeyen ve ucuz işçilik olsun diye taşeron firmalar aracılığı ile işlerini yürütmeye çalışan THY Yönetimi, kendilerine geldiği zaman bir senede yaklaşık %63 zammı ceplerine koymuş.
THY A.O. Yönetimi, çalışanına %3’leri layık görürken kendileri hamuduyla götürmüş görünüyor.
Ne güzel memleket değil mi ama…
(*) EBITDA: Türkçe karşılığı “Faiz Amortisman ve Vergi Öncesi Kar” anlamına gelen EBITDA’nın Türkçe ‘deki kısaltması da “FAVÖK” tür. EBITDA, işletmenin net esas faaliyet karına amortisman giderlerinin eklenmesi ile elde edilen kar tutarı olarak bilinmektedir.
Bir işletme kavramı olan EBITDA, karlılık ve verimlilik ölçüsüdür. Kişilerin objektif değerlendirme yapabilmesine olanak tanır. Amortisman etkisini göz ardı eden bir alt modeli ise “EBIT” olarak tanımlanır.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir