AirlineHaber yayın hayatına başladığından itibaren bir dolu yerli ve yabancı haberler yazıyor ve önemli bazı haberleri aynen yayınlayıp altına yorumda bulunuyoruz. Geçen hafta yine önemli bir haber yayınlayıp (https://airlinehaber.com/ulastirma-bakanligi-kazalar-icin-bilirkisi-ariyor/) altına yorum yaptık. Okurlarımız ilgili haberi ve yorumu birlikte okuyarak konuya daha hakim olabiliyor. Bu tarz bir habercilik zor da olsa devam edeceğiz. Çünkü olumlu dönüşler alıyoruz.
Sektörümüzün lokomotifi THY’de sular maalesef durulmuyor. Her an her şey olabilir. Bu beklenti şüphesiz alt ve üst düzey yöneticileri ve çalışanları rahatsız ediyor. Hükümetin hala kurulamamış olması bu konuda etken. Daha önce yazdığım üzere (https://airlinehaber.com/thy-deki-buyuk-rotasyonun-perde-arkasi/) en son yapılan rotasyon İlker Beyin arzu ettiği rotasyon olmayıp düşük boyutta seyretmişti. Aldığım duyumlara göre, İlker Bey geçen hafta yurt dışındayken genel müdürlükte Abdulkadir Çay ın odasında hummalı bir çalışma yürütülüyormuş. Bu hafta İlker Aycı Bey yeni atamaları imzalar sanıyorum. Bilhassa uçuş işletme cadı kazanı gibi kaynıyor. Asaf Bora’nın gideceğini duyanlar kulis faaliyetlerini hızlandırmış. Her ne kadar Asaf Bora dan sonra kimin geleceğini , duyum olarak tahmin etsem de resmen tebliğ çıkmadan yayınlamak etik olmaz.
Geçen hafta, THY’nin genel müdürlük büyütme aşamasında düşündüğü kreş ve vakıf binasının yıkılması İlker Bey tarafından durduruldu. Hamdi Topçu döneminde projesi biten ve ihale dosyası hazırlanılması aşamasına kadar gelinen bu proje şimdilik rafa kaldırıldı.
İlker Aycı Beyin yeni yönetim binasını 3.Havalimanına yaparız dediği söyleniyor. Florya’da bulunan THY nin kendi malı olan araziye ise dört adet simülatör yapılacakmış. Aslında o araziye genel müdürlük binası yakışırdı.Ancak, o bölgede yüksek binaya müsaade olmadığından genel müdürlük yapılamıyor. O araziye bir zamanlar UTED olarak tüm THY çalışanlarının faydalanabileceği sosyal bir tesis yapabilmek için proje önermiş ama THY yönetiminden geçirememiştik.
THY/Teknik A.Ş nin toplu iş sözleşme süresi başladı ama ortada hala yetkili sendika yok. Her ne kadar Çelik İş ben yetkiliyim diyerek anons yapmış olsa da bu anons sonucunda Çalışma bakanlığının bu iş kolunda yetkili sendikalara bu kararı duyurması gerekiyor. Çelik İş in yetki konusu, çalışma bakanlığının Türk Metal ve Birleşik Metal sendikalarına tebligat yapmasından itibaren altı iş günü içerisinde iş mahkemesine ve iş mahkemesinden sonra bölge çalışmaya bilgi verilmesi gerekiyor. Bu süreç hala başlamadı. Kısaca; Birleşik metal e henüz tebligat yapılmamıştır.
Bu süreç başlamamasına ve hala Teknik A.Ş de yetkili bir sendika olmamasına rağmen Çelik iş ve işveren adamları tarafından algı yönetimine devam ediliyor. Son aldığım duyumda, Birleşik Metal in Çelik İş in yetkili kılındığı kararına itiraz etmeyeceği şeklinde aslı olmayan bir duyum çalışanlar arasında yayılması sağlanarak, “Olan olmuş artık. Baksanıza Birleşik Metal bile itiraz etmeyecekmiş” algısı maalesef yayılmış durumda. İşveren adamları tarafından yapılan bu algı operasyonu
Bu nasıl bir sendikacılık anlayışıdır? Bu algıyı yaratanlara sesleniyorum! Siz nasıl insansınız yahu…
THY’nin bu sendikal yapıya müdahalesi 1 Ocak 2016 tarihinde başlayacak olan THY toplu iş sözleşmesine de yansıyacaktır. Hak-iş konfederasyonun Öz taşıma İş i ile Türk-iş e bağlı Hava-İş in üye sayıları hemen hemen aynı hale gelmiştir.
Bu eşit rakam THY işvereninin her iki sendikaya gözdağı vermesine olanak sağlar. Teknik A.Ş de olası bir Birleşik Metal zaferi işverenin tüm oyunlarını bozacaktır.
Bu nedenle sarı öküzü vermeyin. Teknik A.Ş Sarı öküzü teslim ederse ne olur? Bunun cevabı çok basit ama ben en iyisi kıssadan hisse vereyim.
Ormanın birinde Aslanlar toplanmış. “Yahu” demişler, “hesapta kralız, açlıktan öleceğiz birader!..”
Maymuna saldırsak, ağaca kaçıyor; Fillere saldırsak, fazla büyük…
Ceylanlar hızlı, yetişemiyoruz; kuşa dalsak, uçuyor, ee balık yakalayacak halimiz de yok…
Ne yapsak?
Bir tanesi “en iyisi, öküzlere saldıralım” demiş,
“İri yarı görünüyorlar ama ne pençeleri var, ne dişleri diş… Tam dişimize göre!”
Olur mu? Olur.
Hücum!
Ama evdeki hesap çarşıya uymamış;
Öküz, öyle yabana atılacak hayvan değilmiş meğer…
Organize oluyorlar, topluca savunma yapıyorlar, püskürtüyorlarmış.
Aslanlar aç bilaç.
N’apsak, n’apsak?
“tilkiye danışalım” demişler.
Tilki “kolay” demiş, “beni, öküzlerin yaşadığı zengin otlakların prensi yapın, işinizi halledeyim…”
Kabul etmişler.
Tilki, elinde beyaz bayrakla öküzlere gitmiş, “saygıdeğer öküzler” demiş, “aslında aslanlar uysaldır, sizi de çok seviyorlar… Ama; Şu aranızdaki sarı öküz var ya, sarı öküz, işte sorun o… Görünce tahrik oluyorlar, canları çekiyor, verin şu sarı öküzü, kurtulun kardeşim, huzur içinde yaşayın! ”
Öküz heyeti düşünmüş taşınmış,
“bana dokunmayan yılan bin yaşasın” mantığıyla, verivermişler sarı öküzü…
Aslanlar da afiyetle yemiş.
Bir gün, iki gün…
Tilki gene gelmiş.
“Bakın gördüğünüz gibi, saldırılar kesildi, mutlu mutlu yaşıyorsunuz” demiş.
Ve eklemiş:
“Ama şu var ya benekli öküz, benekli öküz, O burada olduğu sürece size rahat yüzü yok arkadaş. Canları çekiyor, verin, kurtulun!”
Öküz heyeti düşünmüş, “otlağın selameti için” teslim etmiş benekli öküzü…
Üç gün, dört gün…
Tilki gene gelmiş.
Kuyruğu uzun olanı… Burnu beyaz olanı… Tombul olanı…
Tek tek alıp, gitmiş. Otlak seyrelmiş. Semirmiş aslanlar.
Günlerden bir gün… Artık tilki gelmemiş! Gerek kalmamış çünkü. Doğrudan aslan gelmiş.
“Hanginizi istiyorsam, canım hanginizi çekiyorsa, onu vereceksiniz, adamı hasta etmeyin” demiş.
Otların arasında tir tir titreyen, tek tük kalmış öküzler, “keşke sarı öküzü vermeseydik” demiş ama artık iş işten geçmiş…
Şimdiye kadar TK’da çok “sarı öküz” verildi. O nedenle şirket bu halde, çalışanlar ürkek, endişeli ve pasif durumda…Sanduka da işverenden yana olunca sonuç normal !
Sefa bey ana sayfada 4 kucuk bir buyuk resim alt yazilariyla kisa araliklarla gosteriliyor. Ancak bu haberlerin hangisi yeni hangisi gorece eski belli olmuyor. Ya da bir kullanim anahtari gerekiyor. En guncel haberi ben haftalik cizelgeye bakarak ogrenebiliyorum. O zaman dort arti bir resim ne ise yariyor? Oysa bir bakista haftalik cizelgeden bagimsiz olarak resim ve basliklardan en son haberi ve kronolojik siralamayi ogrenebilmeliyiz. Kuskusuz sitenin editoru yeni ve eski haberleri biliyor ancak siradan okur cizelge yardimiyla ancak bu olayi desifre edebiliyor, Rakip siteler bu konuya nasil yaklasmis biliyorsunuz. Bunu kopyalamak belki de en dogru is degil. Ancak kreatif ve orijinallik adina cok ta islevsel olmayan bir site basligi var. Site basliklari(resimler) kronolojik siralamayi ortaya cikarsa, haftalik cizelge dikey degil yatay olsa(ana sayfa daha ferahlar ve rahatlar), ya da bir makale/haber okununca dikey bicimde sagda ciksa daha faydali olur diye dusunuyorum.
Sayın yorumcu; Bu site wordpress uygulama. Dolayısiyle çok da fazla müdahale edemiyoruz. Haftalık çizelge vaya popüler konular en çok okunan haberlere yönelik oluyor.Ancak zaman içinde farklı bir site tasarımına geçebiliriz.Önemli olan haber ve habere yönelik yorumlar. Zaman içinde daha ferah bir görünüm olacaktır. İlginize ve tavsiyelerinize teşekkürler
Sendikalar ilk olustugunda iscilerin kendi orgutlenmeleriydi. Oysa bugun tamamen sermayenin kontrolunda. O zaman ne yapmali? Calisanlar calistiklari yerde sendilardan bagimsiz kendi oz orgutlerini kurmalilar. Isci, emekci komitelerini kurmalilar. Bu birliktelikle sendikalarina kendi isteklerini dayatmalilar. Sendikanin A ya da B olmasi cok farketmiyor. Hemen tum sendikalar isverenlerin cikarlarini savunan sendika agalari, ceteleri tarafindan yonetiliyor. Bu burokratik carktan hic bir calisana fayda gelmez. Ancak bu yonetimi emekcilerin komitelesmesi belli onemli kazanimlara zorlayabilir. Calisanlar sendikadan degil kendi birliktelik ve mucadelelerinden guc almalidirlar. Mutlaka gucleri ve surec icinde sendilarini tekrar ele gecirmeleri mumkundur. Ama bugun icin yapilacak olan calistiklari yerlerde kendi orgutlenmelerini kurmalari ve sendikalara kendi isteklerini bu sayede dayatmalaridir.